Ankara Büyükşehir Belediyesinin yeni başkanı Mustafa Tuna geçenlerde katıldığı bir programda dile getirdiği ve sonrasında da tweeter hesabından yaptığı paylaşımla kendisinin Belediye başkanı olmasından sonra belediyenin hafriyat gelirinin aylık 30 bin liradan 15 milyon liraya çıktığını açıklayınca eski başkan İ. Melih Gökçek kendini savunmak için aşağıdaki açıklamayı yaptı sosyalmedya hesabından.
...
5- ÖNCE ŞUNU BELİRTMEK İSTERİM, HAFRİYAT İŞİ BELEDİYE TARAFINDAN ANFA'YA İHALE EDİLMİŞ, ANFA'DA İŞİ YILLIK 1.320.000 TL'DEN OSMANLISPOR'A İHALE ETMİŞTİR...OSMANLISPOR'DA İŞLETME İŞİNİ BİR ALT FİRMAYA YAPTIRMIŞTIR.
6- OSMANLISPOR'A YILLIK NE KADAR GELİRLERİ OLDUĞUNU SORDUM...
YILLIK 5.000.000 (1.320.000 ANFA kirası bunun içinden veriliyor) CİVARINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİLER...BU PARA OSMANLISPOR'DA WEBO'YA VERİLEN BİR YILLIK OYNAMA BEDELİ...
7- SPOR İÇİN SN CUMHURBAŞKANIMIZIN VE HÜKÜMETİMİZİN TAKIMLARA VERDİĞİ DESTEK ORTADA İKEN OSMANLISPOR'A İHALE KARŞILIĞI BİR YERDEN 5 MİLYON GELMESİ ÇOK NORMAL BİR OLAYDIR.
OSMANLISPOR'A BUNUN HARİCİNDE ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDEN TEK KURUŞ BAĞIŞ YAPILMAMIŞTIR.
8-BUNA KARŞILIK BENİM SON DÖNEMİMDE ANKARAGÜCÜ SPOR KULÜBÜNE,
BELEDİYE VE BAĞLI ŞİRKET BÜTÇELERİNDEN 10 MİLYON TL YARDIM YAPILMIŞTIR...
HİÇ KİMSE DE BU YARDIM NİYE YAPILDI DEMEMİŞTİR...
SN TUNA'DA ANKARAGÜCÜ'NE YARDIMI DEVAM ETTİRMİŞTİR...
...
(imla hataları İ. Melih Gökçek'e aittir. Metinde düzeltme yapılmamıştır)
Buradaki 5,6,7,8 rakamları atılan 30 küsür tweetten oluşan tweet dizisi içinde tweetlerin sırası. Dizinin sonralarında Melih Gökçek'in Mustafa Tuna'ya hitaben "ben de bildiklerimi açıklarsam insan yüzüne çıkamazsan" şeklinde tehditleri de var.
Sistem hep aynı şekilde işliyor. Belediye ya da bir kamu kuruluşu ihaleyi diyelim ki 100 ₺ ye bir firmaya veriyor. Tabii bu firma ticaretle uğraşan herhangi bir firma değil. Kendileri ile irtibatlı bir firma. İhaleyi alan firma hiçbir iş yapmadan 90 ₺ ye bir alt yükleniciye veriyor. İhaleyi 90 ₺ ye alan altyüklenici de 80 ₺ ye hiçbir iş yapmadan başka bir altyükleniciye devrediyor. O da 70 ₺ ye bir başka altyükleniciye veriyor. 70 ₺ ye alan da 60 ₺ ye bir başkasına.
İhaleyi 60 ₺ ye alan son altyüklenici işi yapmaya koyuluyor. Ancak ihalenin gerçek maliyeti 60 ₺ zaten. Bu sefer kar elde etmek için başlıyor malzemeden, işçilikten çalmaya. Çalma işini ne kadar iyi başarabilirse o da kadar çok kar elde ediyor. İhale ile yapılması gereken iş yapılmış oluyor ancak ortaya ucube şeyler çıkıyor sonuçta. Tabii kamu kuruluşu ya da belediye maksimum 65-70 ₺ ye yaptıracağı işi 100 ₺ ye yaptırarak zarar ediyor. Yandaşlarda sırasıyla hiçbir iş yapmadan para kazanıyor. Aslında kamu kaynakları bu şekilde yandaşlara aktarılıyor.
Bu olayda da aynı durum ama bu kez tersinden yapılıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi para kazanıyor, Anfa kazanıyor, Bir spor kulübü olan ve iştigal alanında inşaat/taahhüt işi bulunmayan Osmanlıspor kazanıyor, son taşeron kazanıyor ama millet ve kamu kaybediyor. Tamamı Büyükşehir Belediyesinin kasasına girmesi gereken para sırasıyla Anfa, Osmanlıspor ve diğer taşeronlar arasında paylaştırılıyor.
Burada Osmanlıspor kulübünün kurucusu ve başkanının İ. Melih Gökçek'in oğlu Ahmet Gökçek olduğunu hatırlatalım.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara'nın "hafriyat" işini 2014 yılında aylık 30 bin ₺ bedelle 29 yıllığına Anfa isimli bir firmaya ihale ile etmiş.
Dönemin MHP Ankara il başkanının iddiasına göre Ankara'nın hafriyat işi yıllık 150-200 milyon ₺ tutarlı bir iş. Şimdiki belediye başkanı Mustafa Tuna'da aylık hafriyat gelirinin 15 milyon ₺ olduğunu söylüyor ki MHP il başkanının iddiası (15 Milyon ₺ x12=180 Milyon ₺ ) ile tutarlı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi bu hafriyat işinden yılda minimum 150 milyon ₺ kazanması gerekirken yapılan ihale sonrası ancak 360 bin ₺ kazanıyor.
İhaleyi alan Anfa ihaleyi altyüklenici olarak Ahmet Gökçek'in Osmanlıspor'una devrediyor. İştigal alanında kamu ihalesi almak ve taahhüt işi bulunmayan Osmanlıspor'a. Anfa'nın yaptığı tek şey bir ihaleyi alırken ve bir de devrederken imza atmak. M. Gökçek'in tweetlerde yeralan beyanına göre Anfa firması devir karşılığında her yıl için yıllık 1 milyon 320 bin ₺ alıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesine ödenen 360 bin ₺ düşülünce yıllık net 960 bin ₺ kazanıyor Anfa. Bunu 29 yıl üzerinden hesaplarsanız sözleşme bitiminde Anfa'nın kazancı 27 Milyon 840 Bin ₺ olacak.
Ahmet GÖKÇEK'in Osmanlıspor'u yıllık 1 milyon 320 bin ₺ ye Anfa'dan aldığı ihaleyi yıllık 5 milyon ₺ bedelle bir başka altyükleniciye devrediyor. Bu durumda Osmanlıspor'un yıllık net kazancı 3.680 bin ₺ oluyor.
Arada başka altyüklenici var mı? Bilinmiyor Ancak işin bu kadarlık kısmından çıkan sonuç
Ankara Büyükşehir Belediyesi yıllık 360 bin ₺ kazanırken sadece evrak üzerinde iş yapan
Anfa yıllık 960 Bin ₺ ile Ankara Büyükşehir Belediyesinin 2,5 katı
Osmanlıspor'da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 10 katı para kazanmış oluyor...
Gökçek'in açıklamasından öğreniyoruz ki Belediye kaynaklarından Ankaragücü Spor kulübüne 10 milyon ₺ aktarılmış. Yine bu yıl içerisinde kayyum atanan bir firmadan Ankaragücü Kulübüne 2 milyon ₺ gönderilmiş Ankara'daki yetkililerin isteği üzerine.
Spor kulüplerinin çoğu dernek ya da şirket statüsünde. Kanunen bu yapılara kamudan kaynak aktarılması mümkün değil. Ancak siyasetçiler kulüpleri hem birer oy deposu olarak gördüklerinden hem de yandaşlara kaynak aktarmanın bir yolu olarak gördüklerinden sürekli irtibat halindeler ve kaynak kullanmalarına müsaade ediyorlar. Aslında kaynağın aktarıldığı yapılar spor kulüpleri de değil. Kaynak spor kulüpleri üzerinden kulüp yöneticilerine aktarılıyor.
Mustafa TUNA'nın bu açıklamalardan sonra konu ile ilgili yeni açıklamalar yapmasını bekledik ama yukarıdan bir el susun işareti yapmış olmalı ki gerek TUNA gerekse GÖKÇEK bu noktadan sonra susmayı tercih ettiler. Gerekçe aynıydı. Partileri ve davaları zarar görmesin. Kamunun, Milletin, Devletin zararı umurlarında değil...
Mustafa TUNA'nın bu açıklamalardan sonra konu ile ilgili yeni açıklamalar yapmasını bekledik ama yukarıdan bir el susun işareti yapmış olmalı ki gerek TUNA gerekse GÖKÇEK bu noktadan sonra susmayı tercih ettiler. Gerekçe aynıydı. Partileri ve davaları zarar görmesin. Kamunun, Milletin, Devletin zararı umurlarında değil...
Yüzlerce Belediye Kulübü var. Belediyenin sporla, kulüple ne işi olur? diye sorabilirsiniz. Birileri çıkıp memleketin kulübüne sahip çıkıyor diyebilir ancak olay bu kadar masum değil.
Bir başka örnek üzerinden devam edelim.
Bir başka örnek üzerinden devam edelim.
Bugün Başakşehirspor Kulübü diye Türkiye Süper Liginde son birkaç yıldır şampiyonluğa oynayan bir kulüp var. Başakşehir Spor Kulübü İstanbul Büyükşehir Belediyespor ismi ile kurulmuş ve uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kaynaklarını kullanarak mücadele etmişti. Kulüp 2014 yılında yeniden Süper Lige çıkarken belediye bünyesinden ayrılıp ismini değiştirerek Başakşehir yaptı. Bu arada belediyeye ait kulübün tüm hakları ve malvarlığı 7 milyon ₺ sermayeli İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü A.Ş. olan özel bir şirkete devredildi.Şirketin yönetim kurulu Başkanı aynı zamanda kulübün de başkanı olan Göksel GÜMÜŞDAĞ. Göksel GÜMÜŞDAĞ Emine ERDOĞAN'ın yeğeninin kocası. Aileden yani. Klasik bir damat vakıası daha. Göksel bey aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı. Şirketin hissedarları kimler mi? Tabii ki Göksel GÜMÜŞDAĞ, bugünün Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Akparti Belediye Meclis üyesi Mustafa Saral, Doğa Şirketler Grubundan Ömer Faruk Ayvacı, Çayeli Vakfı Yönetim kurulu üyesi ve Aila Gayrimenkulün ortaklarından Mahmut Volkan Sarıhan, Mesut Altan, Başakşehir Belediyesi AKP meclis üyesi Kağan Şahin.
Kamu kaynakları ile oluşturulan kulübün devri karşılığında Büyükşehir Belediyesine ne kadar ödeme yapıldığını bir araştırın bakalım ne bulacaksınız?
Kamu kaynakları ile oluşturulan kulübün devri karşılığında Büyükşehir Belediyesine ne kadar ödeme yapıldığını bir araştırın bakalım ne bulacaksınız?
Hiçbirşey diyebiliriz.
Göksel GÜMÜŞDAĞ ödeme yapıldığını söylüyor ve diyor ki: "Çok saygın bir uluslararası kuruluşa değerlemesini yaptırdık, hiçbir mal varlığı olmamasına rağmen aktif-pasif bütün borçlarıyla birlikte o günün parasıyla 16 milyon 550 bin TL civarında, kurduğumuz şirket o parayı İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Derneğine ödedi. Derneğe ödemişler. Ödemenin net tarihi verilmemiş. Bu sebeple dernek başkanı kim tam bilmiyoruz. Ancak 2011 den 1 Temmuz 2014'e kadar İstanbul Büyükşehir Belediyespor Derneği Başkanı bugün Başakşehir Futbol A.Ş'nin yönetim kurulu Başkan Yardımcısı olan Çağatay KALKANCI. 1 Temmuz'da yapılan Genel Kurul ile Dernek Başkanlığına sosyalmedyada "yeliz" olarak bilinen , Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yıl şoförlüğünü yaptıktan sonra AKP milletvekili seçilen, Ahmet Hamdi ÇAMLI seçilmiş. Ahmet Hamdi ÇAMLI 1 Kasım 2015 te Milletvekili seçilmesi üzerine dernek başkanlığından ayrılmak durumunda kalmış. Yani ödemenin yapıldığını iddia ettikleri dönemde dernek başkanı ya bugün Başakşehir Futbol A.Ş. nin yönetim kurulu başkan vekili ve İBB Genel Sekreter yardımcısı olan Çağatay Kalkancı ya da AKP milletvekili ve RTE'nin eski şoförü Ahmet Hamdi Çamlı idi.
Hiçbir malvarlığı olmayan kulübün değeri ise 16 milyon 550 Bin lira çıkmış yapılan değerlemede. Ya malvarlığı yok sözü yalan ya da Gümüşdağ ve arkadaşları malvarlığı olmayan bir kulübe 16 Milyon 550 Bin lira gömmüşler. Bu insanlar akıllı insanlardır kuru kuruya 16 Milyon 550 Bin lirayı bir yere gömmezler. Kulüp o yıl Süper Lige çıkmıştı. TFF Süper lige çıkan takımlara her yıl değişik tutarlarda "katılım parası" ya da halk arasındaki tabiriyle "ayak bastı" parası ödüyor. 2014 yılındaki ayak bastı parası tutarı 12 Milyon 500 Bin liraymış. Bu para hangi kasaya gitti acaba?
Hiçbir malvarlığı olmadığı iddia edilen kulubün kadrosunda 2013-2014 sezonu başlarken yani satışın gerçekleştiği günlerde 39 futbolcu vardır ve bu futbolcuların bonservis değerleri toplamı 22 Milyon 250 Bin Euro'dur. Bu takım kamudan aktarılan paralarla kurulmuştur. Bir sonraki sezon takımda 33 futbolcu vardır ve takımın bonservis değerleri toplamı tam 38 Milyon 450 Bin Euro'ya çıkmıştır.
Hiçbir malvarlığı olmayan kulübün değeri ise 16 milyon 550 Bin lira çıkmış yapılan değerlemede. Ya malvarlığı yok sözü yalan ya da Gümüşdağ ve arkadaşları malvarlığı olmayan bir kulübe 16 Milyon 550 Bin lira gömmüşler. Bu insanlar akıllı insanlardır kuru kuruya 16 Milyon 550 Bin lirayı bir yere gömmezler. Kulüp o yıl Süper Lige çıkmıştı. TFF Süper lige çıkan takımlara her yıl değişik tutarlarda "katılım parası" ya da halk arasındaki tabiriyle "ayak bastı" parası ödüyor. 2014 yılındaki ayak bastı parası tutarı 12 Milyon 500 Bin liraymış. Bu para hangi kasaya gitti acaba?
Hiçbir malvarlığı olmadığı iddia edilen kulubün kadrosunda 2013-2014 sezonu başlarken yani satışın gerçekleştiği günlerde 39 futbolcu vardır ve bu futbolcuların bonservis değerleri toplamı 22 Milyon 250 Bin Euro'dur. Bu takım kamudan aktarılan paralarla kurulmuştur. Bir sonraki sezon takımda 33 futbolcu vardır ve takımın bonservis değerleri toplamı tam 38 Milyon 450 Bin Euro'ya çıkmıştır.
7 Ortak eşit pay sahibi olmak üzere 7 Milyon ₺ sermaye ile Haziran 2014 te şirket kurar. Kurulan şirket hemen akabinde sermayesinin 2 katından fazla bir bedel olan 16 Milyon 550 Bin ₺ yi ödeyerek kulübü satın alır. İddia bu. Oysa her ortak sermaye payının 1/4 ünü nakden ödemiş geri kalan 3/4 payları da yönetim kurulunun alacağı karara göre 24 ay içerisinde ödemeyi taahhüt etmişler. Yani kasada 7 Milyon ₺ gibi bir para da yok. Şirketin kurulduğu 2014 yılı Haziran ayında ortalama Euro kuru 2,85 ₺. Gümüşdağ ve ortakları kurdukları 7 Milyon ₺ sermayeli şirketle 63,4 Milyon ₺ değerinde futbolcuya sahip kulüp aldıkları iddasındalar.
Ticaret sicil gazetesindeki bilgiye göre 2014 te kar etmeyen şirket sonraki yıllarda kar elde etmiş ve kar payı dağıtmayıp olağanüstü yedek akçeye koymuş paraları. Bugün kulübün piyasa değerinin 81 Milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor. Bazı Arap ve Çinli yatırımcıların kulüple ilgilendiği ve bu tahmini rakamın 3-4 katı fiyatla satılabileceği konuşuluyor medyada.
Bu 7 kişi yıllar içerisinde Belediye kaynaklarından aktarılan paralarla oluşturulan ve bugün tahmini piyasa değeri 81 milyon Euro olan bir takım , yaklaşık 200 Milyon ₺ değerinde bir stad ve değerini tahmin edemeyeceğiniz tesis sahibi oldu. Gümüşdağ Mart 2018 de katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada kulübü şirket mantığı ile yönettiklerini söylerken 33-34 milyon Euro sadece performans geliri sağladık" diyordu.
Kamudan kendi ceplerine, yandaşlarına kaynak aktarmak için herşeyi kullanan siyasiler sporu ve spor kulüplerini de kullanıyorlar. Bu sadece AKP belediyelerine has bir durum da değil. Tüm partilerde aynı durum var.
Bu ülkede futbol bile sadece futbol değildir...
Kamudan kendi ceplerine, yandaşlarına kaynak aktarmak için herşeyi kullanan siyasiler sporu ve spor kulüplerini de kullanıyorlar. Bu sadece AKP belediyelerine has bir durum da değil. Tüm partilerde aynı durum var.
Bu ülkede futbol bile sadece futbol değildir...