(Bu çalışma tarihi net olarak hatırlamamakla birlikte 2007 yılı içerisinde o zamaların en revaçtaki sosyal paylaşım aracı olan powerpoint sunu olarak hazırlanmış ve mail aracılığı ile dağıtılmıştı. Burada sadece sunu içeriği metin şekline dönüştürülmüştür. Çalışma içeriği tamamen tarafımıza aittir.)
İşte Apo’nun Asılamaması Gerçeği ya da Siyasetçilerin İkiyüzlülüğü
Aslında bu konu hakkında bilgisi olan pek çok
kişi vardı. Ancak başta basın olmak üzere kimse bu konu
hakkında bir şey söylemiyordu. Ne zaman ki 22
Temmuz’da seçim gündeme geldi. İç politika gereği bir şeyler söylenmeye
başlandı. Ama bu seferde herkes kendi işine yarayan tarafından olayı anlatmaya
ve diğer kısımları örtmeye başladı. MHP lideri Devlet BAHÇELİ’nin miting
alanlarında yağlı urganlarla arz-ı endam edip R.Tayyip ERDOĞAN’a ip atması ve
AKP lideri R. Tayyip ERDOĞAN’ın da buna cevap vermesi üzerine bizde
bilgilerimizi paylaşma gereği hissettik.
Türkiye’ye teslimini müteakip erken seçim
yapıldı. Doğal olarak vatandaş oyunu Apo’yu teslim alan DSPNe amaçla Türkiye’ye
teslim edildiği dönemin Başbakanı Bülent ECEVİT tarafından da anlaşılamayan (
Ölmeden önce ikrar etmişti.) Apo, Türkiye’ye teslim edildikten sonra iç
siyasete alet edildi.
ile Apo’yu
asacağını düşündüğü MHP’ye verdi. Seçim sonrası Apo yassıada’da yargılanırken
iktidarda da ANASOL-M hükümeti vardı.
Apo’nun Yassıada’ya kendileri tarafından
konulmadığını söyleyen MHP bu hususta doğru söylemektedir. Ancak yargılanması
için Yassıada’ya
göndermemişlerse de
orada yaşamasına müsaade etmişlerdir. Bugün F tipi ceza evine gönderilmesini
savunan MHP ile aynı fikri savunan tek kişi vardır o da bizatihi Apo’nun
kendisidir.
Apo’nun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yargı
organlarınca İdam Cezasına çarptırılmasının ardından tüm gözler Türkiye Büyük
Millet Meclisine çevrilmişti. İdam kararının Türkiye Büyük Millet Meclisince
onaylanmasını müteakip cezanın infazı aşamasına geçilmesi bekleniyordu. Ancak
bu bekleyiş 3,5
yıl sürmesine rağmen
infaz olayı bir türlü gerçekleşmedi. Bu hususta çeşitli rivayetler vardı ancak
kimse gerçeği tam olarak bilmiyordu. Bu kısa hatırlatmadan sonra aşağıda bu
süreci ve yaşananları öğreneceksiniz.
Apo’ya idam cezasının verilmesi ve kararın Yargıtay
tarafından onanmasını ile iç hukuk yolları tüketilmişti. Kararın Başbakanlıkça
Meclise gönderilmesinden ve Meclis tarafından idam kararının infazına karar
verilmesinden sonra Apo idam edilecekti. Fakat karar önce Adalet Bakanlığından
Başbakanlığa ardından da Başbakanlıktan Meclise yaklaşık 3,5 yıl uğraşılmasına
rağmen gönderilemedi. Gönderilmeme sebebi 12 Ocak 2000 tarihli liderler
zirvesinde alınan karardı. İşte Karar;
Genel Başkanlar tarafından alınan bu kararın
ardından
Apo dosyası Başbakanlıkta 2 yıl sümenaltı edildi. Dosyanın bir türlü
meclise gönderilmemesi üzerine dönemin MHP milletvekili Edip ÖZBAŞ ; Başbakan
olarak , Apo’nun idam cezasını uygulamadığı gerekçesiyle ECEVİT hakkında
soruşturma önergesi açılması için imza toplamak istemişse de MHP’liler ÖZBAŞ’a
destek vermemiştir.
Bu tür girişimlerden sonra
Devlet BAHÇELİ 25
Haziran 2002 tarihinde Hürriyet Gazetesine verdiği beyanatta;
”Biz idam cezalarının uygulanmayacağı
yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız. İdam cezasının kaldırılmasını
orta vadeli bir karar olarak ilan ettik buna da sadığız.” “İdam cezaları
uygulanmayacak diyen moratoryumu kim imzaladı? Altında bizim imzalarımız yok
mu? Elbette imzamıza sadık kalacağız” diyor ve Apo’nun idam edilmemesi
yönündeki sözüne sadık olacağını belirtiyordu.
BAHÇELİ bu açıklamalarının ışığında önergeye
destek verip imza atan Abdulhaluk ÇAY, Ali GÜNGÖR , Mesut TÜRKER, Enis ÖKSÜZ,
Mehmet CEYLAN ile önergeyi hazırlamaya çalışan ve imza toplayan Edip ÖZBAŞ gibi
isimleri partiden tasfiye etti.
Apo’nun dosyası bir taraftan Başbakanlıkta
bekletilirken diğer taraftan da idamın kaldırılması için Koalisyon hükümetince
çalışmalar başlatıldı. Maalesef Apo olayında
koalisyon hükümeti idamın
kaldırılmasına ilişkin kanun teklifini vermiş ve idamın kaldırılmasına ilişkin
düzenlemeyi kanunlaştırmıştır. Şimdi bu kanunun çıkış aşamalarını ve
Partilerin bu aşamalardaki pozisyonunu inceleyelim.
Bir konuda kanun çıkarmak için öncelikle bir
kanun teklifinin hazırlanması ve meclis başkanlığına sunulması gerekir.
İdamın
kaldırılması hususunda Avrupa Birliğinin talebi doğrultusunda hükümet
ortaklarınca bir kanun teklifi hazırlandı ve meclis başkanlığına sunuldu.
İktidarda DSP-MHP-ANAP (ANASOL-M) hükümeti vardı. Yani teklif onların
teklifiydi.
Hazırlanan Kanun teklifi önce Meclis
komisyonlarında görüşülür. Meclis komisyonlarında görüşülüp oylanan kanun
teklifi kabul edilirse Meclis Genel Kuruluna kanun tasarısı olarak gönderilir.
Meclis Genel Kurulunda yapılan oylama sonucu kabul edilen tasarı kanunlaşarak
yürürlüğe girer. Komisyonda görüşülüp yapılan oylamada kabul edilmeyen kanun
teklifi ortadan kalkar. Yeniden o konuda bir teklif verilmediği sürece bir daha
gündeme gelmez. Ve kanun çıkartılamaz.
Bir
teklifin kanun olması için ilk şart komisyonlardan geçmesidir.
Şimdi idamın kaldırılması ile ilgili kanun
teklifine bakalım. Yukarıda da belirttiğimiz üzere teklif hükümet teklifi olarak
Meclise sunulmuş ve Meclis Anayasa komisyonunda görüşülmüş ve oylanmıştır.
Meclis
Anayasa Komisyonunda genelde idamın kaldırılması özelde Apo’nun kurtarılması
için yapılan oylamaya komisyonda görevli 6
MHP milletvekilinden 5 tanesi katılmamıştır.
Komisyon
oylamasına katılan tek MHP
milletvekili Orhan BIÇAKÇI da yıllar sonra bir günlük gazeteye verdiği
mülakatta :
”O zaman 5 arkadaşımız
komisyona girmeyerek öbür partilerin çoğunluğu sağlamasına zemin hazırladı.
Ama ben komisyona girerek idam cezasının kalkmaması yönünde oy verdim. Halen
doğru yaptığımı düşünüyorum.” Diyordu.
Oysa 5 MHP Milletvekili komisyona katılmış
olsaydı -red oyu vermeseler dahi- toplantı karar alma sayısı yükseleceğinden
idamın kaldırılmasına ilişkin teklif komisyondan geçmeyecek ve idamın
kaldırılması ve Apo’nun kurtulması ihtimali ortadan kalkacaktı. Ve o gün MHP
bunu tek başına yapabilecek pozisyondaydı.
Ama 5 MHP Milletvekili komisyondaki oylamaya katılmayarak teklifin
tasarı halini almasını ve Genel Kurula gelmesini sağlamışlardır.
Bugün BAHÇELİ’de ,MHP yönetimi de , bu 5
Milletvekili de o gün komisyon oylamasına niçin katılmadıklarını
açıklamalıdırlar.
Komisyonda MHP milletvekillerinden biri hariç
diğerleri toplantıya katılmazken, DSP, ANAP , DYP milletvekilleri idamın kaldırılması
(dolayısıyla Apo’nun kurtarılması) yönünde oy kullanmışlardır. AKP
milletvekilleri ile 1 MHP milletvekili idamın kaldırılmasına hayır oyu
vermiştir.
İdamın Kaldırılması ile ilgili değişiklik
Anayasa komisyonunda görüşülürken
AKP’li Ramazan TOPRAK idam ile ilgili
düzenlemenin çıkarılması ve Apo’nun kapsamdışı bırakılması amacıyla komisyona
bir önerge sundu. Önergeyi müteakip
komisyon çalışmalarına bir müddet ara verildi. Verilen arada MHP’li
milletvekilleri BAHÇELİ’nin odasına çağırıldı ve vekiller yaklaşık 1 saat 15
dakika BAHÇELİ’nin odasında kaldı. (28 Şubat sürecinin İkna odaları sanki)
Komisyon çalışmalarına tekrar başladığında ise bu
önerge reddedildi ve Apo’nun kanun kapsamı
dışına çıkartılmasını engellendi.
Ramazan TOPRAK’ın bu önergesi “7” “KABUL” oyuna
karşılık “10” “RED” oyuyla reddedildi. Toplam 23 üyenin katıldığı oylamada DYP
ve AKP’li üyeler ile MHP’li Orhan BIÇAKÇI “kabul” oyu verdiler.
DYP ve MHP’li birer üyenin katılmadığı
oylamada MHP’li 4 üye ise “ÇEKİMSER”
kaldı.
Komisyondan geçen teklif Meclis Genel Kuruluna
geldiğinde bu kez MHP 117 milletvekili ile idamın kaldırılmaması amacıyla oy
kullanıyor.
Komisyonda idamın kaldırılmasını istemeyen ve
red oyu veren hatta Apo’nun kanunun kapsamı dışında kalması için önerge veren
AKP
ise Genel Kurulda İdamın kaldırılması ve Apo’nun kurtarılması yönünde oy
kullandılar. Keza DSP, ANAP, DYP de yine Apo’nun kurtarılması yönünde oy
kullandılar.
Keza Ramazan TOPRAK’ın önergesini
destekleyen
DYP’de değişikliğin tamamının oylandığı Meclis Anayasa Komisyonu oylamasında
karar değiştirerek idamın kaldırılması yönünde oy kullandı.
*** NOT: Mecliste ve komisyonlarda önce her madde
tek tek oylanmakta tüm maddeler oylandıktan sonra bütün maddelere ilişkin bir
de genel oylama yapılmaktadır. Ayrıca her madde ile ilgili değişiklilik teklifi
ya da yeni düzenlemeye ilişkin teklif önergeleride verilebilmekte ve bunlarda
oylanmaktadır. Bu sebeple oylamalar kafaları karıştırmasın.
Bugün Devlet BAHÇELİ miting meydanlarında İp
atarken ve Apo’nun idamını isterken aynı günlerde MHP Ankara Milletvekili adayı
Deniz BÖLÜKBAŞI ; “Apo’nun idamının hukuken mümkün olmadığını” beyan ediyordu
basın toplantısında. (Bu gün itibarı ile idamı hukuken mümkün değildir. Kanun
değişikliği yapılsa dahi bu durum geçerlidir.Kanunsuza karşı kanunsuzluk
yapabilecek bir Babayiğit gerekmektedir.)
Amacımız pek çok
kişinin bildiği ancak menfaatleri gereği sustuğu bir konu hakkında
bildiklerimizi paylaşmaktı. Verdiğimiz bilgiler Meclis tutanaklarına ve basında
yeralan haberlere dayanmakta olup ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenler gerek
eski milletvekillerine gerek medya organlarının arşivlerine gerekse meclis
tutanaklarına müracaat edebilirler.
Yine Meclis Tutanaklarını delil gösteren pek çok
bilgi ortalıkta dolaşmakta olup bu bilgilerde “körün Fil’i tarif etmesi”
hadisesinde olduğu gibi herkes kendi işine gelen tarafı dillendirmektedir.
Olayları Kronolojik olarak takip ettiğinizde ise anlatılandan çok daha farklı
olan ve bu sunuda yeralan bir gerçekle karşılaşılmaktadır.
O dönemde Mecliste temsil edilen Partilerden MHP
teklifin hazırlanıp sunulmasından ve komisyondan geçmesinden
, infazın ertelenmesi ve dosyanın Meclise
getirilmemesinden dolayı suçludur.
DSP ve ANAP’ ta aynı fiile ortaktır. Ayrıca bu
partiler Meclisteki oylamada da idamın kaldırılması için oy kullandıkları için
bir kez daha suçludur.
AKP komisyonda karşı çıkmışsa da Genel Kurul’da
idamın kaldırılması lehine oy kullanarak suça iştirak etmiştir.
DYP komisyonda önce idamın kaldırılmasına karşı
bir tutum sergilemişse de
Genel
Kurulda
Mehmet AĞAR dahil bütün
DYP’liler idamın kaldırılması yönünde oy kullanmıştır.
Saadet Partisi komisyonlarda da Genel Kurulda da
idamın kaldırılması yönünde oy kullanmıştır.
İsmail CEM’in YTP’si de
tüm aşamalarda idamın kaldırılması yönünde oy kullanmıştır. YTP daha
sonra CHP ile birleşti. Yani CHP günahı ve sevabıyla YTP’yi bünyesine kattı.
1991 seçimlerinde PKK’nın uzantılarını Meclise taşıyan SHP’de CHP ile birleşti.
O günün SHP’li siyasetçileri bugün CHP de siyasi hayatlarına devam ediyorlar.
Yine CHP ile idamın kaldırılmasının başrol oyuncularından DSP ile seçime CHP
çatısı altında birlikte girmektedirler.
Bu sebeplerle CHP de diğerleri kadar bu işin içindedir.
Bazı basın organlarında MHP’nin koalisyon
hükümetinde yeraldığı bu sebeple masum olduğu şeklinde görüşler ileri
sürülmekte. Koalisyonlar şirket gibidir. Bütün ortaklar kardan pay aldıkları
gibi zarardan da sorumludurlar. Kardan pay alırken zarardan sorumlu
olunmadığını ileri sürmek karşıdaki insanı en hafif tabirle “Ahmak” yerine koymaktır.
Şimdi bu bilgilerden sonra Apo’nun asılmamasının
sorumlusu kim?