8 Mart 2017 Çarşamba

Cesaret Bulaşıcıdır- DİK DUR BBP



Geçtiğimiz gün  BBP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Sayın Hakkı ÖZNUR’un Basın Açıklaması başlıklı bir açıklama paylaşıldı. Hakkı ÖZNUR sözkonusu açıklamanın kendisine ait olduğunu ve arkasında durduğunu beyan etti.

Açıklama mantık zeminine oturtulmuş gayet detaylı ve gerekçeli bir açıklamaydı. BBP camiasını bilmeyenler Hakkı ÖZNUR ismine ve camiadaki karşılığına yabancı olabilirler ama o camianın içinde bulunanlar için Hakkı ÖZNUR hareketin hafızası ve vicdanıdır. İlkgünden bu yana hareketin içindedir ve  hareketin en fedakarlarındandır. Dahası yazdığı kitaplarla ve birikimiyle hareket üst yönetimindeki en dolu ve nitelikli insanlardan biridir.

Bu anlamda açıklaması son derece değerlidir.  

Dahası kendisi BBP Yüksek İstişare Kurulu Başkanıdır.

Anayasa Değişiklik Paketinin referanduma gideceğinin belli olduğu günden bu yana  BBP tavrını belirleme yolunda “istişareler” yapmaktadır. 

Bugün aktif görevimiz olmasa bile yaklaşık 17 yıl Rahmetli YAZICIOĞLU’nu takip etmiş ve yine yaklaşık 20 yıl Nizam-ı Alem Ocakları , Alperen Ocakları  ve BBP ilçe teşkilatlarının değişik kademelerinde görev almış bir insan olarak hala hareketin içerisinde dostlarımız, arkadaşlarımız bulunmaktadır.Bu itibarla yapılan görüşmelerin , sarfedilen sözlerin , sergilenen davranışların neredeyse tamamına yakınından haberdar olmaktayız.  

Biliyoruz ki BBP yönetimi  istişare yapmış ve teşkilatların görüşlerini almıştır. Bize ulaşan bilgiler mevcut il yönetimlerinin bir tanesi dışında tamamının referandumda “Hayır” oyu kullanılmasından yana olduğudur. Yine bize ulaşan bilgilerden İstanbul’daki mevcut ilçe teşkilatlarından yalnız 1 tanesi “evet” oyu verilmesi yönünde görüş bildirirken diğer ilçeler “Hayır” oyu verilmesi gerektiğini söylemiştir.  Bu durumu içlerinde MKYK üyesi olan kişilerde dahil bu durumu bazı dostlara teyit ettirdik.

Yine biliyoruz ki ağırlıklı olarak Rizelilerden oluşan küçük bir grup ile Akp belediyelerinden ihale alan küçük bir müteahhit grubu  da “evet”  oyu verilmesi  için Parti Yönetimine ve organlarına baskı yapmaktadır.

Yanılmıyorsam 1993 ya da 1994 te tanıştığım üniversite yıllarında ocaklarda birlikte mücadele ettiğim ve ilerleyen yıllarda  MKYK üyeliği de yapmış Yönetici bir arkadaşım(!) kendisine “hayır” denmesi gerektiğini hatırlatan bir partili kardeşine “…  “evet”  veya “hayır” kararına , müsaade edin de partiyi hertürlü zorluklara göğüs gererek bu günlere taşıyanlar karar versin. İstişara sonuçlarına elbetteki uyulacak . İddia edildiğinin aksine istişare sonuçları “hayır” dan yana değil. Maalesef bakıyorum da partiyle hiç bir alakası olmayan  tek kuruşu bile partiye nasibi olmayan  bazı arkadaşların Genel Başkan , Divan ve MKYK dan daha partici davranması üzüyor beni. Aynı şeyler rahmetli başkana da yapılıyordu. Genel Merkezin vereceği karar en doğru karardır… “ şeklinde cevap veriyordu. Bu cevap bizim diğer partililerden elde ettiğimiz bilginin aksini iddia etmekteyse de kullanılan üslup ve sarfedilen sözler çok daha başka anlamlar içeriyordu.

İçerdiği en önemli anlam kısaca “Sizin ne düşündüğünüzün önemi yok Parayı biz veriyoruz , kararı da biz veririz” şeklindeydi.  Sanıyordu ki kendileri küçük bir ilçede teşkilatı ayakta tutmaya çalışanlardan çok daha fedakar ve sözsahibi…

İktidarın “evet” demeyenlere devlet gücünü de kullanarak baskı yaptığını biliyoruz. Bu minvalde belediyelere işyapan bazı BBP’li müteahhitlere hak edişlerini ödeme hususunda problem çıkardıklarını da duyuyoruz. 

Fakat bunları aşmak için Türkiye ve Türk Milleti üzerine pazarlık yapılmasını doğru bulmuyoruz. Hiçbir zaman da bulmayacağız. BBP’yi ayakta tutmak için yaptığınız fedakarlıkları takdir ediyoruz. Ya bizim yaptığımız fedakarlıklar? Ya tabandaki insanların 20 yıldır harcadıkları emek? Alınteri?  Parayı ben veriyorum diye  bunca insanın emeği üzerine zar atabileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Kusura bakmayın bu hakkı kendi adıma size vermem. 

BBP YİK Başkanı sıfatıyla  “Hakkı Öznur” pek çok kişi ve teşkilatla görüştükten sonra yazılı bir basın açıklaması yaptı. Sözlü , ayaküstü yapılan bir açıklama değildi.  Üstelik bu açıklama YİK üyelerinin tamamının bilgisi dahilinde yapıldı. Ve neden “hayır” denmesinin gerektiğinin tüm siyasal gerekçeleri belirtilerek.

Hakkı ÖZNUR'un haklı bir benzetmeyle "Seyyar Tayyar Anayasası" olarak nitelendirdiği üzere bu değişiklik paketi iktidarın yaptığı abidik gubidik işlerden biridir. 

Bu açıklamanın (YİK açıklamasının) tersi yapacağınız bir açıklama ya da alacağınız bir karar sizin için “pazarlık yapıldığı” şeklindeki kamuoyundaki   düşünceyi teyit etmekten başka bir anlam taşımayacağı gibi BBP yönetimindeki sizleri de Bahçeli pozisyonuna düşürmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Tabanın gözünde meşruiyeti sorgulanan bir yönetim. Tabansız bir BBP yönetimi.  Hadi hiçbir şeyi görmüyorsunuz Bahçeli’nin düştüğü hali de mi görmüyorsunuz?  

Yönetimle tabanın arasındaki bu kopuş BBP hareketinin bitmesine sebep olacaktır. Uzun vadede de bu tercihiniz “Devlet”i bitirme noktasına getirecektir. Bahçeli ile elele tutuşup “Irmağının akışına ölürüm Türkiyem” şarkısını söyleyerek Türkiye’yi de gömersiniz artık.

BBP’nin vereceği bir "evet" kararı Türk Milliyetçilik Hareketinin Parti boyutunda bitmesi demek. Akp’nin baskısı ile kendi kendinizin , BBP’nin , Türkiye’nin ipini çekmektesiniz. İstişare Kurulunun kararına uyun. Dik Durun belki biraz para kaybeder , belki biraz daha sıkıntı çekersiniz ama kendinizin ve 25 yıllık bir hareketin onurunu korursunuz. 

Siz Dik durun. Göreceksiniz taban sizden daha dik vaziyette yanınızda yeralacaktır.

Unutmayın Cesaret Bulaşıcıdır…