Şimdi bundan önceki 3 yazımızda anlattıklarımızı bir araya getirerek bir değerlendirme yapıyoruz. Bugün R. Tayyip ERDOĞAN taraftarları hernekadar tevil etmeye çalışmakta iselerde ortada söyle bir gerçek var.
Geçmişten biliyoruz ki AKP'nin ya da R. Tayyip ERDOĞAN'ın içinden çıktığı Milli Görüş çizgisi ile Fethullah GÜLEN çizgisi birbirinden hazeden çizgiler değildir. Birbirlerini sevmezler öyle ki tüm müslümanların neredeyse bir araya geldiği 28 Şubat sürecinde bile bu çizgiler bir araya gelememiştir. Hatta Milli Görüş çizgisi 28 Şubat süreci esnasında F. Gülen çizgisinin takip ettiği siyaseti Müslümanlara ihanet olarak nitelemiştir. Bakıyorsunuz Av. Münci İNCİ'nin evinde yapılan toplantı da cemaat orada hazır.
Gerek milliliği gerekse yerliliği herzaman tartışılır olmuş ve Milli Görüş çizgisi ve R. Tayyip ERDOĞAN'la herdaim kavgalı olan , 28 Şubat sürecine aktif destek veren Tüsiad ve yetkilileri yine Av. Münci İNCİ'nin evindeki yemekteler. Ayrıca bu yemekten 2 gün sonra Bülent ECZACIBAŞI'nın evinde yeniden bir araya gelerek R. Tayyip ERDOĞAN'ı ağırlayorlar. Ağırlayanlar arasında Doğan , Koç grupları da var.
Tayyip ERDOĞAN'ın ilk günden beri kavgalı olduğu malum basın ve onun temsilcileri yine Av. Münci İNCİ'nin evinde. Üstelik hem Hürriyet Gazetesi murahhas azası ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı (Tezcan YARAMANCI) orada hem de gazetenin köşe yazarı (Yalçın DOĞAN) tabii ki Akşam Gazetesi köşe yazarı Güler KÖMÜRCÜ'yü , Zaman Gazetesi Köşe Yazarı Fehmi KORU 'yu (dolayısıyla Taha KIVANÇ) ve Nazlı ILICAK'ı da unutmamak lazım.
Gerek yurtiçi gerekse uluslararası bağlantıları olan ve ne iş yaptığı hiç kimse tarafından tam olarak bilinmeyen Emin ŞİRİN ve Kürt Sabataist Hasan Cüneyt ZAPSU'da yemekli toplantı da yerlerini almışlar.
O dönem Anavatan Partisinde siyaset yapan ve Milli Görüş çizgisi ile hiçbir bağlantısı olmayan eski bakan Bülent AKARCALI ile yine o dönem Aydınlık Türkiye Partisinin kurucu genel başkanı olan Ülkücü(!) Tuğrul TÜRKEŞ'te yemek masasına kurulmuş. Milli Görüş Çizgisi ile Ülkücü Hareket zaman zaman seçim ittifakı yapsada aslında birbirinden hazetmeyen ve Metin YÜKSEL hadisesinden dolayı fırsat bulduklarında birbirinin ümüğünü sıkacak çizgilerdir.
Yerlilik ve Millilikle hiçbir bağlantıları olmayan hatta tüm dünyada milli yapı ve sınırlara karşı sistemli bir savaş yürüten , kadife , turuncu, mor vs. devrimlerin arkasındaki SOROS ve Türkiye uzantısı SOROSÇU TESEV yetkilileri oradadır. Bu TESEV yetkilileri aynı zamanda Alman Sermaye gruplarını ve akademik çevreleri de bir anlamda oraya taşımışlardır.
Milli Görüş çizgisine düşman ve bu amaçla 28 Şubat postmodern darbesini yapan ve ileride ergenekon soruşturmasından gözaltına alınacak olan Laik-Ulusalcılarda masanın etrafındadır.
Burada bulunan özellikle işadamları ve vakıf yetkililerinin ortak özelliği Sabataist olmalarıdır. Sabatastlerimiz milli olmadıkları gibi yahudi kökenlerinden dolayı milliliğe de karşı kişilerdir. Sabataistlerde aynı masada yerlerini almışlardır.
ABD devlet olarak masanın baş köşesine oturmuş.
Siyasi düşünce olarak siyasetten uzak olduğunu söyleyip pragmatik davranmayı alışkanlık haline getirmiş olan Gülen cemaati , laik ulusalcı , milliyetçi/ülkücü , kürtçü , siyasal islamcı, enternasyonal düşünce yanlısı , sosyal demokrat , para babası , bürokrat. Türk , Alman , Fransız , İngiliz vatandaşı ya da çifte vatandaşlık taşıyanlar. Türk , Kürt , Yahudi , Çerkez , Gürcü , Dönme...
Baktığımızda birbirini sevmeyecek/sevemeyecek ve asla bir araya gelemeyecek , fırsat bulduklarında birbirini bir avuç suda boğacak kişiler , gruplar ya da düşünceler bir aradadır. Yıl 1999. Ortada henüz AKP yok. AKP yaklaşık 2 yıl sonra kurulacak.
Bunlar nasıl bir araya geldi sorusunu soranlara hemen "Yerli ve Milli 4" başlıklı yazımıza bakmalarını tavsiye edeceğiz.
Ne diyordu ABD
1- Sizi iktidara taşıyacağız.
Tüm bu grupları aynı masanın etrafında ve aynı amaç için oturtarak bir anlamda bunun yolunu açılıyor. Siyasi açıdan 4 eğilim orada. Toplumsal karşılığı olan cemaat, milli görüş , ülkücü düşünce orada. Anap/doğruyol ile sosyal demokratlar/ulusalcı çizgi orada. Bir anlamda oy potansiyelinin altyapısı sağlanmış durumda.
2- Size engel çıkartabilecek muhalefeti opere edeceğiz.
O dönemde Fazilet Partisi mevcut ancak bu toplantılardan bir süre sonra kapatılacak ve kendilerine yenilikçi adını veren R.Tayyip ERDOĞAN ve çevresi bu kapatma kararının kesinleşmesinden sonra Milli Görüş çizgisinde kurulan Saadet Partisine katılmayarak kendi yollarına gidecekler. Yani Milli Görüş çizgisine ERDOĞAN üzerinden operasyon yapılarak çizgi bölünmüş. Anap içerisine Bülent AKARCALI üzerinden elatılmış, Tuğrul TÜRKEŞ üzerinden ATP koroya dahil edildiği gibi MHP tabanına da işaret çakılmış. Ecevit hastahanede ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalmış ve basın yoluyla bir anlamda zaten öldürülmüş.
3- Finansal Destek sağlayacağız.
Masanın etrafına baktığımızda Doğan , Koç , Ezcacıbaşı , Anadolu , Azizler, Tekfen holding masada , R. Tayyip ERDOĞAN Ülker grubunun dağıtım ortağı. Uluslararası Finans çevrelerinden yahudi Soros ve Türkiye uzantıları da işin içinde...
ABD taahhütlerini yerine getirerek sözünü tutmuş görünüyor. R. Tayyip ERDOĞAN , BOP eşbaşkanı olduğunu beyanla hem anlaşmanın varlığını ve içeriğini hem de anlaşma ile yüklendiği taahhütlerinden birini yerine getirdiğini ikrar etmiş olmaktadır.
...
Tüm bu yazılarda ismi geçen kişi veya gruplar/yapılar kim ve ne adına ya da neyin karşılığında bir araya geldi. Ya da getirildi. R. Tayyip ERDOĞAN'ın ya da onu savunan kişilerin içinde bir tane milli ve/veya yerli unsur bulunmayan bu kişi/gruplarla nasıl bir araya geldiğini makul , mantıklı ve kuşkularımızı giderecek bir şekilde açıklayabileceğini sanmıyoruz.
Görünen o ki ABD bugüne kadar ilişkide olduğu , yönlendirdiği , etkisi altında tuttuğu ya da satın aldığı kişi , grup ve yapıları 1999 dan itibaren bir araya toplayarak konfedere yeni bir yapılanmaya gitmiş ve bunun sonucunda AKP ortaya çıkmıştır. Bu yapının başına da 10 küsür yıldır takip ettiği ve ilişkide olduğu istediklerini yaptırabileceğini düşündüğü R. Tayyip ERDOĞAN'ı adeta bir "Müstemleke Valisi" olarak atamıştır. R. Tayyip ERDOĞAN'ın konuşmalarında sık sık dile getirdiği "üstakıl" kendisini atayan akıldır ve o akıl ABD aklıdır.
A. DİLİPAK AKP'nin bir ABD projesi olduğunu pek çok kez ifade etmiştir. DİLİPAK gibi bu işlere kafa yoran pek çok Siyasal İslamcı da Akp'nin kuruluşu öncesi ve kuruluşu aşamasındaki ABD parmağını kabul etmekle birlikte 2007 den sonra R. Tayyip ERDOĞAN'ın ABD'den bağımsız hareket etmeye başladığını söyleyerek ERDOĞAN'ın bugünkü varlığını meşrulaştırmaya çalışmakta ve bir anlamda geçmişin üstünü kapatmayı amaçlamaktadır.
Şimdi en başa dönerek soruyoruz ;
ABD' nin kurguladığı ve tüm altyapısını hazırladığı, içerisinde Yahudi , Sabataist , Alman , Fransız , İngiliz , ABD vatandaşlarının olduğu , Türk Vatandaşı olmakla birlikte Enternasyanalist olan Milli ve Yerli değerlere sırt dönmüş gayrimilli kişilerle yola çıkan ve onların desteği ile bir yerlere gelen R. Tayyip ERDOĞAN ne kadar yerli ve millidir ya da bu süreçte ne kadar yerli ve milli kalabilmiştir?
Sahi siz sayın R. Tayyip ERDOĞAN , siz gerçekten Yerli ve Milli misiniz?
Not: Bu araştırma bir anlamda Bu yazıda ismi dolaylı ya da doğrudan geçen tüm kişi , grup ,cemaat , parti , siyasi düşünce vs. nin de yerli ve milliliğinin sorgulanması gerektiğini gözönüne sermiştir.
29 Ekim 2015 Perşembe
28 Ekim 2015 Çarşamba
Yerli Ve Milli 4
ABD'nin tabiriyle "Our Boys"un yaptığı 12 Eylül ihtilali ile Türkiye'nin tüm gizli ve milli damarlarına sızan ABD/İsrail ikilisi toplumun gidiş yönünü baz alarak ve Ortadoğu'daki gelişmelerden de yola çıkarak Türkiye'de uzun vadede bir islami yapılanmanın oluşacağını fark eder. Bunu kendi dizayn etmek amacıyla planlar oluşturmaya ve bu planlarda kullanılabilecek yol arkadaşı aramaya koyulur.
İsrailli ajan diplomat ve akademisyen Alon LİEL 1987 yılında R. Tayyip ERDOĞAN'ı izlemeye alarak iletişime geçtiklerini ve o tarihten itibaren R. Tayyip ERDOĞAN'ın MOSSAD tarafından yetiştirildiği iddiasındadır 2003 yılında piyasaya çıkan "Demo İslam : Türkiye'nin Yeni Yüzü" isimli kitabında.
Yine ABD'nin Ankara Büyükelçisi , CİA'nın Türkiye ve Ortadoğu stratejisti Yahudi Mason Morton ABRAMOWİTZ Tayyip ERDOĞAN'ı Beyoğlu İlçe Başkanı olduğu (1989) yılında keşfettiklerini açıklamıştı.
Bu iddialar ABD ve İSRAİL kaynaklı olduğu için şüphe ile yaklaşacak pek çok insan mevcuttur. Bu bilgileri bir kenara not edip devam ediyoruz.
2014 yılı Kasım ayında bir televizyon kanalında programa katılan Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim KARSLI'nın açıklamalarına (https://www.youtube.com/watch?v=9eIGZM0-qhQ) bakıyoruz. KARSLI'nın açıklamalarından sonra açıklamalarda ismi geçen Abdurrahman DİLİPAK , Ali BULAÇ , Ünal TANIK vs. nin açıklamaları birbirni takip etti.Olaya bir başka boyutuyla www.haber 7.com daki yazısıyla M. Ali BULUT'ta dahil oldu.
Merkez Partinin kurulmasından sonra Merkez Parti yetkilileri kurulan partinin toplumsal karşılığı olup olmadığını tespit ve birazda partinin tanıtımı amacıyla Abdurrahim KARSLI'nın evinde bir yemek tertip ve içlerinde Abdurrahman DİLİPAK , Ali BULAÇ, Şeyda AÇIKKOL ,Eski Bakan Aydın TÜMEN'in de bulunduğu bir grup insanı davet ederler.
Davete geçmeden önce belirtelim. Abdurrahman DİLİPAK'ın daha önceki açıklamalarından biliyoruz ki 1993 yılında bazı batılı devletler kendisine gelerek Türkiye'nin İslami bir çizgiye kaydığını ve ileri de bir siyasal islam iktidarı olabileceğini bu sebeple kendilerinin İslami gruplarla ilgili bilgi almak istediklerini söylerler. Bunun üzerine kendisi de bir rapor hazırlayarak bu devletlerin görevlilerine verir. Aynı batılı devletler 1990'ların ortalarından sonra bu rapordan yola çıkarak bazı siyasi gruplarla işbirliği için girişimlerde bulunurlar. DİLİPAK bu dönemde iritbata geçilen kişilerin arasındadır.
Şimdi geçelim davete.
KARSLI' nın evindeki görüşmede muhabbet esnasında sorulan bir soru üzerine sözü alan DİLİPAK ; ABD'nin 1990'ların sonunda küresl güçler siyaseten yolarkadaşlığı yapacak gruplar arıyorlardı. Bu amaçla ERBAKAN hocaya gittiler ama o kabul etmedi. Bundan sonra aynı teklifi R. Tayyip EDOĞAN ve Abdullah GÜL'ün de bulunduğu AKP kurucularına teklif yapıldığını anlatır ve AKP'nin bir ABD projesi olduğunu belirterek teklif içeriğinin kaba hatlarıyla şudur ;
1- Biz sizi iktidara taşıyalım.
2- Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim.
3- Size gerekli finansal destekleri getirelim.”
Karşılığında ise AKP’den istenenler de şunlardır:
1-İsrail’in güvenliğini artıracaksınız.
2-Önündeki engelleri kaldıracaksınız.
3-Büyük Ortadoğu Projesi’nin yani sınırların değişmesine yardımcı olacaksınız.
4- İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”
olduğunu ifade ederek R. Tayyip ERDOĞAN , A. GÜL ve ileride AKP'yi kuracak olan kişilerin bu teklifi kabul ettiğini de belirtir.
Bu bilginin ardından A. DİLİPAK o dönemde yaşanan olaylara ve görüşmelere Ali BULAÇ'ı da oradaki kişiler huzurunda şahit gösterir ve Ali BULAÇ'ta DİLİPAK'ın anlatıklarını teyit eder.Hatta anlatılan olaylara şaşıran Aydın TÜMEN'e hitaben olayın içerisinde Sosyal Demokrat kesimden bazı kişilerin ve Deniz BAYKAL'ın bulunduğunu , Deniz BAYKAL'a Cumhurbaşkanlığı sözü verildiğini ancak BAYKAL'ın yeterince çalışmayıp anlaşmaya aykırı davranması sebebiyle Cumhurbaşkanı yapılmayıp yerine Abdullah GÜL'ün Cumhurbaşkanı yapıldığını ifade eder.
27.11.2014 günü Cem ÖZER'in +1 tv televizyonundaki programına katılan Merkez Partisi Genel Başkanı Abdurrahim KARSLI , A. DİLİPAK'ın o toplantıda anlattıklarını canlı yayında kamuoyu ile paylaşır.
Bu olay kamuoyuna yansıyınca siyasal islamcıların herzaman yaptıkları keskin U dönüşlerinden birini yapmak için Abdurrahman DİLİPAK tevil yoluna gitmeye çalışsa da Abdurrahim KARSLI'nın anlattıklarını Ali BULAÇ (https://www.youtube.com/watch?v=Sd0krFqmGZo) teyit eder. Ünal TANIK Rotahaber isimli internet sitesinde yazdığı bir yazı ile 2010 (tarih konusunda yanılmıyorsam diye cümleye başlar) yılında aynı hadiseyi aynı şekilde bizzat A. DİLİPAK'ın kendisine anlattığını yazar. Yemekte bulunan Aydın TÜMEN'de yaptığı açıklama ile KARSLI'nın açıklamalarının aynen anlatıldığı şekilde gerçekleştiğini ve konuşmalarının içeriğinin de doğru olduğunu belirtir.
Bu esnada olaya bir yazı ile dahil olan haber7.com sitesi yazarlarından Mehmet Ali BULUT aynı teklifin rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU' na da yapıldığını ancak Erbakan gibi YAZICIOĞLU'nun da bu teklifi reddettiğini yazar. Ünal TANIK , Muhsin YAZICIOĞLU'nun şehadetinden kısa bir süre önce yüzyüze yaptıkları bir görüşmede kendisine bu yönde bir teklifin geldiğini ve kendisinin bu teklifi reddettiğini söylediğini belirterek Mehmet Ali BULUT'un açıklamasını doğrular. Yine bu açıklamalar esnasında YAZICIOĞLU'na teklifin R. Tayyip ERDOĞAN aracılığı ile yapıldığı ve YAZICIOĞLU'nun "yanlış yapıyorsunuz , fil ile yattağa giren ezilir" dediği de medyaya düşer.
...
İsrailli ajan diplomat ve akademisyen Alon LİEL 1987 yılında R. Tayyip ERDOĞAN'ı izlemeye alarak iletişime geçtiklerini ve o tarihten itibaren R. Tayyip ERDOĞAN'ın MOSSAD tarafından yetiştirildiği iddiasındadır 2003 yılında piyasaya çıkan "Demo İslam : Türkiye'nin Yeni Yüzü" isimli kitabında.
Yine ABD'nin Ankara Büyükelçisi , CİA'nın Türkiye ve Ortadoğu stratejisti Yahudi Mason Morton ABRAMOWİTZ Tayyip ERDOĞAN'ı Beyoğlu İlçe Başkanı olduğu (1989) yılında keşfettiklerini açıklamıştı.
Bu iddialar ABD ve İSRAİL kaynaklı olduğu için şüphe ile yaklaşacak pek çok insan mevcuttur. Bu bilgileri bir kenara not edip devam ediyoruz.
2014 yılı Kasım ayında bir televizyon kanalında programa katılan Merkez Parti Genel Başkanı Abdurrahim KARSLI'nın açıklamalarına (https://www.youtube.com/watch?v=9eIGZM0-qhQ) bakıyoruz. KARSLI'nın açıklamalarından sonra açıklamalarda ismi geçen Abdurrahman DİLİPAK , Ali BULAÇ , Ünal TANIK vs. nin açıklamaları birbirni takip etti.Olaya bir başka boyutuyla www.haber 7.com daki yazısıyla M. Ali BULUT'ta dahil oldu.
Merkez Partinin kurulmasından sonra Merkez Parti yetkilileri kurulan partinin toplumsal karşılığı olup olmadığını tespit ve birazda partinin tanıtımı amacıyla Abdurrahim KARSLI'nın evinde bir yemek tertip ve içlerinde Abdurrahman DİLİPAK , Ali BULAÇ, Şeyda AÇIKKOL ,Eski Bakan Aydın TÜMEN'in de bulunduğu bir grup insanı davet ederler.
Davete geçmeden önce belirtelim. Abdurrahman DİLİPAK'ın daha önceki açıklamalarından biliyoruz ki 1993 yılında bazı batılı devletler kendisine gelerek Türkiye'nin İslami bir çizgiye kaydığını ve ileri de bir siyasal islam iktidarı olabileceğini bu sebeple kendilerinin İslami gruplarla ilgili bilgi almak istediklerini söylerler. Bunun üzerine kendisi de bir rapor hazırlayarak bu devletlerin görevlilerine verir. Aynı batılı devletler 1990'ların ortalarından sonra bu rapordan yola çıkarak bazı siyasi gruplarla işbirliği için girişimlerde bulunurlar. DİLİPAK bu dönemde iritbata geçilen kişilerin arasındadır.
Şimdi geçelim davete.
KARSLI' nın evindeki görüşmede muhabbet esnasında sorulan bir soru üzerine sözü alan DİLİPAK ; ABD'nin 1990'ların sonunda küresl güçler siyaseten yolarkadaşlığı yapacak gruplar arıyorlardı. Bu amaçla ERBAKAN hocaya gittiler ama o kabul etmedi. Bundan sonra aynı teklifi R. Tayyip EDOĞAN ve Abdullah GÜL'ün de bulunduğu AKP kurucularına teklif yapıldığını anlatır ve AKP'nin bir ABD projesi olduğunu belirterek teklif içeriğinin kaba hatlarıyla şudur ;
1- Biz sizi iktidara taşıyalım.
2- Size iktidarda sorun çıkaracakları opere edelim.
3- Size gerekli finansal destekleri getirelim.”
Karşılığında ise AKP’den istenenler de şunlardır:
1-İsrail’in güvenliğini artıracaksınız.
2-Önündeki engelleri kaldıracaksınız.
3-Büyük Ortadoğu Projesi’nin yani sınırların değişmesine yardımcı olacaksınız.
4- İslam’ın yeniden yorumlanmasında bize yardımcı olacaksınız.”
olduğunu ifade ederek R. Tayyip ERDOĞAN , A. GÜL ve ileride AKP'yi kuracak olan kişilerin bu teklifi kabul ettiğini de belirtir.
Bu bilginin ardından A. DİLİPAK o dönemde yaşanan olaylara ve görüşmelere Ali BULAÇ'ı da oradaki kişiler huzurunda şahit gösterir ve Ali BULAÇ'ta DİLİPAK'ın anlatıklarını teyit eder.Hatta anlatılan olaylara şaşıran Aydın TÜMEN'e hitaben olayın içerisinde Sosyal Demokrat kesimden bazı kişilerin ve Deniz BAYKAL'ın bulunduğunu , Deniz BAYKAL'a Cumhurbaşkanlığı sözü verildiğini ancak BAYKAL'ın yeterince çalışmayıp anlaşmaya aykırı davranması sebebiyle Cumhurbaşkanı yapılmayıp yerine Abdullah GÜL'ün Cumhurbaşkanı yapıldığını ifade eder.
27.11.2014 günü Cem ÖZER'in +1 tv televizyonundaki programına katılan Merkez Partisi Genel Başkanı Abdurrahim KARSLI , A. DİLİPAK'ın o toplantıda anlattıklarını canlı yayında kamuoyu ile paylaşır.
Bu olay kamuoyuna yansıyınca siyasal islamcıların herzaman yaptıkları keskin U dönüşlerinden birini yapmak için Abdurrahman DİLİPAK tevil yoluna gitmeye çalışsa da Abdurrahim KARSLI'nın anlattıklarını Ali BULAÇ (https://www.youtube.com/watch?v=Sd0krFqmGZo) teyit eder. Ünal TANIK Rotahaber isimli internet sitesinde yazdığı bir yazı ile 2010 (tarih konusunda yanılmıyorsam diye cümleye başlar) yılında aynı hadiseyi aynı şekilde bizzat A. DİLİPAK'ın kendisine anlattığını yazar. Yemekte bulunan Aydın TÜMEN'de yaptığı açıklama ile KARSLI'nın açıklamalarının aynen anlatıldığı şekilde gerçekleştiğini ve konuşmalarının içeriğinin de doğru olduğunu belirtir.
Bu esnada olaya bir yazı ile dahil olan haber7.com sitesi yazarlarından Mehmet Ali BULUT aynı teklifin rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU' na da yapıldığını ancak Erbakan gibi YAZICIOĞLU'nun da bu teklifi reddettiğini yazar. Ünal TANIK , Muhsin YAZICIOĞLU'nun şehadetinden kısa bir süre önce yüzyüze yaptıkları bir görüşmede kendisine bu yönde bir teklifin geldiğini ve kendisinin bu teklifi reddettiğini söylediğini belirterek Mehmet Ali BULUT'un açıklamasını doğrular. Yine bu açıklamalar esnasında YAZICIOĞLU'na teklifin R. Tayyip ERDOĞAN aracılığı ile yapıldığı ve YAZICIOĞLU'nun "yanlış yapıyorsunuz , fil ile yattağa giren ezilir" dediği de medyaya düşer.
...
27 Ekim 2015 Salı
Yerli ve Milli 3
Erol Mütercimler anlatmaya devam ediyor.
"24.10.1999 günü kararlaştırıldığı üzere Münci İNCİ'nin evine gittim. İçeriye girdiğimde salonda sırayla Fehmi KORU , Emin ŞİRİN , Nazlı ILICAK , Yalçın DOĞAN , Bülent AKARCALI , Tezcan YARAMANCI , Fehmi GÜLTEKİN , Güler KÖMÜRCÜ , Yağ Fabrikası olan bir bayan ve oğlu , tanımadığım 3 tane profesör oturuyorlardı. R. Tayyip ERDOĞAN ve danışmanı/yardımcısı da vardı.
Biraz sonra büyük bir siyah araba geldi içinden ABD'nin İstanbul konsolos yardımcısı Kate SCHERT ve Tuğrul TÜRKEŞ birlikte inip kolkola yanımıza geldiler. o gün 2 kez R. Tayyip ERDOĞAN'ın Türkiye Cumhuriyetine başbakan olacağı söylendi. Söyleyenlerden biri R. Tayyip ERDOĞAN'ın yanındaki kişiydi. Konuşmalardan sonra Tuğrul TÜRKEŞ ve Kate SCHERT geldikleri gibi birlikte ve kolkola olarak Av. Münci İNCİ'nin evinden ayrıldılar. Herkes gittikten sonra Av. Münci İNCİ'nin isteği üzerine Bülent AKARCALI ve ben bir süre daha orada kaldık. Burada Av.Münci İNCİ R. Tayyip ERDOĞAN'ın başbakan olacağını bir kez daha söyledi"
Şimdi de burada ismi geçen kişilere bir bakalım.
Fehmi KORU , ABD de üniversite eğitimi almış Fetullah Gülen grubunun Zaman Gazetesinde uzun yıllar hem Fehmi KORU hem de Taha KIVANÇ ismiyle yazılar yazmış daha sonra Yeni Şafak gazetesinde görev almış. Wikiliks belgelerine göre ABD Büyükelçisi EDELMAN'ın talebi üzerine genel yayın danışmanlığı yapmış , Turkish Daily News , Star gibi gazetelerde çalışmış ve Bilderberg toplantılarına katılacak kadar uluslararası bağlantıları olan birisi.
Emin ŞİRİN , Nazlı ILICAK'ın ikinci eşi , Ürdün kökenli çerkez bir aileye mensup olduğu söyleniyor. R. Tayyip ERDOĞAN'ı kimi çevrelerle tanıştıran ve yolunu açan kişi.
Nazlı ILICAK , siyasal çevrenin iyi tanınan figürlerinden biri. Her dönem kazanana oynaması ile tanınıyor. Ölen eşi Kemal ILICAK 1980 öncesi Tercüman ve Bugün gibi gazetelerin patronu idi ve Süleyman DEMİREL'in medya dünyasındaki en has adamı idi. İLKSAN skandalına adları karışmış ve Demirel ILICAK'ı korumak adına tarihe geçen "verdimse ben verdim" diyerek kamu malını peşkeş çektiğini kabul etmişti. Kemal ILICAK'ın ölümünden sonra Refah PARTİSİ'nden milletvekili seçilmiş Merve Kavakçı'yla birlikte başörtüsü ile birlikte gelerek 28 Şubat süreci yollarına ray döşemişlerdi. Fazilet Partisinin parçalanma sürecinde aktif rol oynayan kişilerden biriydi. Gerek içerde gerekse dışarı da güçlü bağlantıları olan ve Sabetaist olduğu yolunda iddiaların dilden düşmediği bir kişi.
Yalçın DOĞAN , R. Tayyip ERDOĞAN'ın sürekli şikayet ettiği kimi zaman ihanetle kimi zaman satılmışlıkla itham ettiği malum basının Hürriyet ayağından bir gazeteci. Patronu Aydın DOĞAN o toplantıda olduğunu emin olun biliyordu.
Bülent AKARCALI , Anaplı eski bakan , Saint Josef Fransız Lisesi ve Brüksel Ekonomi Üniversitesi mezunu. Müslüman kesimin hep soru işareti olarak baktığı ve uzun yıllar askeri makamlarca tek tercih olarak kullanılan Eti Biskuvi grubunda genel müdürlük yapmış , Türkiye Demokrasi Vakfının kurucusu ve başkanı , Kurucuları ve mütevelli heyetininin sabetaist olduğu ve Soros Vakfından para aldığı bilinen Bilgi Üniversitesinin kurucularınden ve yöneticilerinden bir siyasetçi.
Tezcan YARAMANCI , 23 yıl Koç Holdingde çalışmış ve genel başkan yardımcılığı yapmış , Hürriyet Gazetesi Murahhas azalığı , Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği , Tüsiad Üyeliği , Özelleştirme idaresi başkanlığı , Kamu Ortaklığı idaresi başkanlığı , THY Genel Müdürlüğü , Dış Ekonomik İlişkiler kurulu üyeliği ; Türk-Amerikan İşadamları Derneği üyeliği, Rotary Klüp Üyesi ve Soros'un Açık Toplum Enstitüsünün Türkiye ayağı TESEV vakfı üyesi.
Alman Lisesi ve Hannover Teknik Üniversitesi mezunu. Niğde-Bor- Kemerhisar'da dedesi toprak ağası. Anneannesi saraylı. Eşi Mihrinur KULELİ'nin annesi Sabetaistliği kitaplara konu olan Uşaklızade ailesinden. Baba tarafı ise Fransız kökenli (Marki Bnossard de Chateauneuf), 1996 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından İngiliz kişi ve kurumlarına yaptığı yardımlardan dolayı Britanya İmparatorluğu Liyakat Nişanı verilen bir kişi olarak çıkıyor karşımıza. Yine YARAMANCI'nın 2000 yılında Fransız vatandaşlığına geçtiği ve çifte vatandaşlık sahibi olduğu da anlaşılıyor.
Fehmi GÜLTEKİN , Aslen Siirtli. Seyyid olduğu iddiasında1990'lı yılların ortalarında Vakıfbank Genel Müdürü bir bürokrat. daha sonra bazı usulsüz kredi söylentilerinin ardından görevine son veriliyor. Bunun üzerine Önce Çörtüklerin Bayındır Holdinginde ardından da Yaşar Holdingte görev alıyor. Her iki holdingin bankalarına ilerleyen dönemlerde usulsüz kredi kullandırılması ve bankaların içlerinin boşaltılması gerekçesiyle el konulmuştu. Gültekin'in bu banka içi boşaltma ile bağlantısı var mı bilemiyoruz. İlerleyen dönemde Tayyip ERDOĞAN'ın danışmanı olduğu bilgisi ağızlarda dolaşıyor.
Güler KÖMÜRCÜ , Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve bir süre cezaevinde kalan bir Milliyetçi/ulusalcı çevrelerle ve mafya babaları ile bağlantısı olan bir gazeteci. Ergenekon soruşturmaları esnasında basına yansıyan tapelerde gerek Sedat PEKER gerekse Tuğrul TÜRKEŞ'le olan telefon konuşmaları bayağı bir ses getirmiş ve hafifmeşrep bir kadın olduğu ima edilmişti bazı çevrelerce. Emekli general Veli KÜÇÜK ve Türk Ortodoks Kilisesi yöneticileri ile de bağlantıları ve konuşma kayıtları ortaya çıkmış bir sism.
Tuğrul TÜRKEŞ'i anlatmaya gerek duymuyoruz. Ancak Türk Milliyetçiliğinin büyük ismi Alpaslan TÜRKEŞ'in oğlunun ABD konsolos yardımcısının kolunda ne işi olduğu gerçekten merak uyandıran bir durum. O dönem Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) Genel Başkanı. Daha sonra MHP milletvekilliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. Bir kaç ay kadar önce MHP'den istifa ederek AKP'ye katıldı. Erol MÜTERCİMLER bahsi geçen tv programında Tuğrul TÜRKEŞ'in mason olduğunu , rahmetli Alparslan TÜRKEŞ'in de mason olmak için başvurduğunu ancak locaya kabul edilmediğini iddia ediyor.Ergenekon operasyonu esnasında medyaya düşen konuşma tapelerinden Güler KÖMÜRCÜ'ye birlikte olma ve grup seks teklif edecek kadar ahlaki zaaf içerisinde bulunduğu anlaşılıyor.
Bu toplantıdan 2 gün sonra yine basından ve katılanların açıklamalarından Bülent ECZACIBAŞI'nın evsahipliğinde bu kez 28 Şubat Sürecinde DYP'yi bölerek Refahyol hükümetini bitiren ve askerle işbirliği yapan eski bakan Yalım EREZ , Tekfen Holdingin patronlarından Robert Koleji ve Michigan Teknik Üniversitesi mezunu , Tüsiad üyesi Feyyaz BERKER , Yine Tüsiad Başkanlığı yapan Anadolu Holding patronu Efes Pilsenin sahibi Tuncay ÖZİLHAN , Radikal Gazetesinde ekonomi yazıları yazan ve Yaşar Holding ,Enka Holding , Yapı-Kredi Bankası vs. de yöneticilik yapan Korkmaz İlkorur , Vehbi KOÇ'un kızı Sevgi GÖNÜL'ün eşi ve Koç Holding Yöneticisi English High School mezunu Erdoğan GÖNÜL , Soros Vakfının Türkiye uzantısı TESEV'in kurucu ve yöneticisi ,Alman Firması Türk-Henkel Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi , Gazeteci Mehmet BARLAS'ın kaynı ve Mecbure Canan BARLAS'ın kardeşi , halen aktif Sabetaistler içerisinde bulunan ve uyumakta olan sabataistleri uyandırmaya çalışan bu yöndeki tartışmalar sebebiyle Ilgaz ZORLU ve Abdurrahman DİLİPAK ile mahkemelik olan Nafiz Can PAKER ve tabii ki Bim Mağazacılık'ın ortaklarından Azizler Holding'in sahiplerinden Alman Lisesi mezunu , bir tarafı bedirhani (kürt sabataist) ailesi olan kürt yahudisi olan Musa ANTER'in eşinin yeğeni diğer tarafı Selanik dönmelerinden Uzel ailesinden. Tüsiad Üyesi , 2006 yılında ABD yöneticilerine "Tayyip Erdoğan'ı deliğe süpürmeyin, kullanın" diyen kişi. Kendisi Alman vatandaşı olduğu için milletvekili olamayan , eşi Beyza ZAPSU'nun Çamlıca Subaşı Camisinde başı açık şekilde erkek-kadın karışık cemaatle cuma namazı kıldığı Hasan Cüneyt ZAPSU.
Yıl 1999 ve Fazilet Partisi henüz kapatılmamış ve AKP'nin kuruluşuna ise yaklaşık 2 yıl var. Yazının şuana kadar ki kısmında bahsi geçen kişilerin pek çoğu köken olarak sıkıntılı , siyasi , sosyal , dini açıdan veı hayata bakış açısı olarak R. Tayyip Erdoğan ile aralarında mesafeler olan kişiler...
Burada Erol Mütercimlerin açıklamalarına ve oradan hareketle ulaştığımız bilgilere bir nokta koyarak bir başka mecradan R. Tayyip Erdoğan'ın Yerli Ve Milli anlayışına doğru ilerlemeye devam edeceğiz...
...
"24.10.1999 günü kararlaştırıldığı üzere Münci İNCİ'nin evine gittim. İçeriye girdiğimde salonda sırayla Fehmi KORU , Emin ŞİRİN , Nazlı ILICAK , Yalçın DOĞAN , Bülent AKARCALI , Tezcan YARAMANCI , Fehmi GÜLTEKİN , Güler KÖMÜRCÜ , Yağ Fabrikası olan bir bayan ve oğlu , tanımadığım 3 tane profesör oturuyorlardı. R. Tayyip ERDOĞAN ve danışmanı/yardımcısı da vardı.
Biraz sonra büyük bir siyah araba geldi içinden ABD'nin İstanbul konsolos yardımcısı Kate SCHERT ve Tuğrul TÜRKEŞ birlikte inip kolkola yanımıza geldiler. o gün 2 kez R. Tayyip ERDOĞAN'ın Türkiye Cumhuriyetine başbakan olacağı söylendi. Söyleyenlerden biri R. Tayyip ERDOĞAN'ın yanındaki kişiydi. Konuşmalardan sonra Tuğrul TÜRKEŞ ve Kate SCHERT geldikleri gibi birlikte ve kolkola olarak Av. Münci İNCİ'nin evinden ayrıldılar. Herkes gittikten sonra Av. Münci İNCİ'nin isteği üzerine Bülent AKARCALI ve ben bir süre daha orada kaldık. Burada Av.Münci İNCİ R. Tayyip ERDOĞAN'ın başbakan olacağını bir kez daha söyledi"
Şimdi de burada ismi geçen kişilere bir bakalım.
Fehmi KORU , ABD de üniversite eğitimi almış Fetullah Gülen grubunun Zaman Gazetesinde uzun yıllar hem Fehmi KORU hem de Taha KIVANÇ ismiyle yazılar yazmış daha sonra Yeni Şafak gazetesinde görev almış. Wikiliks belgelerine göre ABD Büyükelçisi EDELMAN'ın talebi üzerine genel yayın danışmanlığı yapmış , Turkish Daily News , Star gibi gazetelerde çalışmış ve Bilderberg toplantılarına katılacak kadar uluslararası bağlantıları olan birisi.
Emin ŞİRİN , Nazlı ILICAK'ın ikinci eşi , Ürdün kökenli çerkez bir aileye mensup olduğu söyleniyor. R. Tayyip ERDOĞAN'ı kimi çevrelerle tanıştıran ve yolunu açan kişi.
Nazlı ILICAK , siyasal çevrenin iyi tanınan figürlerinden biri. Her dönem kazanana oynaması ile tanınıyor. Ölen eşi Kemal ILICAK 1980 öncesi Tercüman ve Bugün gibi gazetelerin patronu idi ve Süleyman DEMİREL'in medya dünyasındaki en has adamı idi. İLKSAN skandalına adları karışmış ve Demirel ILICAK'ı korumak adına tarihe geçen "verdimse ben verdim" diyerek kamu malını peşkeş çektiğini kabul etmişti. Kemal ILICAK'ın ölümünden sonra Refah PARTİSİ'nden milletvekili seçilmiş Merve Kavakçı'yla birlikte başörtüsü ile birlikte gelerek 28 Şubat süreci yollarına ray döşemişlerdi. Fazilet Partisinin parçalanma sürecinde aktif rol oynayan kişilerden biriydi. Gerek içerde gerekse dışarı da güçlü bağlantıları olan ve Sabetaist olduğu yolunda iddiaların dilden düşmediği bir kişi.
Yalçın DOĞAN , R. Tayyip ERDOĞAN'ın sürekli şikayet ettiği kimi zaman ihanetle kimi zaman satılmışlıkla itham ettiği malum basının Hürriyet ayağından bir gazeteci. Patronu Aydın DOĞAN o toplantıda olduğunu emin olun biliyordu.
Bülent AKARCALI , Anaplı eski bakan , Saint Josef Fransız Lisesi ve Brüksel Ekonomi Üniversitesi mezunu. Müslüman kesimin hep soru işareti olarak baktığı ve uzun yıllar askeri makamlarca tek tercih olarak kullanılan Eti Biskuvi grubunda genel müdürlük yapmış , Türkiye Demokrasi Vakfının kurucusu ve başkanı , Kurucuları ve mütevelli heyetininin sabetaist olduğu ve Soros Vakfından para aldığı bilinen Bilgi Üniversitesinin kurucularınden ve yöneticilerinden bir siyasetçi.
Tezcan YARAMANCI , 23 yıl Koç Holdingde çalışmış ve genel başkan yardımcılığı yapmış , Hürriyet Gazetesi Murahhas azalığı , Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği , Tüsiad Üyeliği , Özelleştirme idaresi başkanlığı , Kamu Ortaklığı idaresi başkanlığı , THY Genel Müdürlüğü , Dış Ekonomik İlişkiler kurulu üyeliği ; Türk-Amerikan İşadamları Derneği üyeliği, Rotary Klüp Üyesi ve Soros'un Açık Toplum Enstitüsünün Türkiye ayağı TESEV vakfı üyesi.
Alman Lisesi ve Hannover Teknik Üniversitesi mezunu. Niğde-Bor- Kemerhisar'da dedesi toprak ağası. Anneannesi saraylı. Eşi Mihrinur KULELİ'nin annesi Sabetaistliği kitaplara konu olan Uşaklızade ailesinden. Baba tarafı ise Fransız kökenli (Marki Bnossard de Chateauneuf), 1996 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından İngiliz kişi ve kurumlarına yaptığı yardımlardan dolayı Britanya İmparatorluğu Liyakat Nişanı verilen bir kişi olarak çıkıyor karşımıza. Yine YARAMANCI'nın 2000 yılında Fransız vatandaşlığına geçtiği ve çifte vatandaşlık sahibi olduğu da anlaşılıyor.
Fehmi GÜLTEKİN , Aslen Siirtli. Seyyid olduğu iddiasında1990'lı yılların ortalarında Vakıfbank Genel Müdürü bir bürokrat. daha sonra bazı usulsüz kredi söylentilerinin ardından görevine son veriliyor. Bunun üzerine Önce Çörtüklerin Bayındır Holdinginde ardından da Yaşar Holdingte görev alıyor. Her iki holdingin bankalarına ilerleyen dönemlerde usulsüz kredi kullandırılması ve bankaların içlerinin boşaltılması gerekçesiyle el konulmuştu. Gültekin'in bu banka içi boşaltma ile bağlantısı var mı bilemiyoruz. İlerleyen dönemde Tayyip ERDOĞAN'ın danışmanı olduğu bilgisi ağızlarda dolaşıyor.
Güler KÖMÜRCÜ , Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve bir süre cezaevinde kalan bir Milliyetçi/ulusalcı çevrelerle ve mafya babaları ile bağlantısı olan bir gazeteci. Ergenekon soruşturmaları esnasında basına yansıyan tapelerde gerek Sedat PEKER gerekse Tuğrul TÜRKEŞ'le olan telefon konuşmaları bayağı bir ses getirmiş ve hafifmeşrep bir kadın olduğu ima edilmişti bazı çevrelerce. Emekli general Veli KÜÇÜK ve Türk Ortodoks Kilisesi yöneticileri ile de bağlantıları ve konuşma kayıtları ortaya çıkmış bir sism.
Tuğrul TÜRKEŞ'i anlatmaya gerek duymuyoruz. Ancak Türk Milliyetçiliğinin büyük ismi Alpaslan TÜRKEŞ'in oğlunun ABD konsolos yardımcısının kolunda ne işi olduğu gerçekten merak uyandıran bir durum. O dönem Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) Genel Başkanı. Daha sonra MHP milletvekilliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. Bir kaç ay kadar önce MHP'den istifa ederek AKP'ye katıldı. Erol MÜTERCİMLER bahsi geçen tv programında Tuğrul TÜRKEŞ'in mason olduğunu , rahmetli Alparslan TÜRKEŞ'in de mason olmak için başvurduğunu ancak locaya kabul edilmediğini iddia ediyor.Ergenekon operasyonu esnasında medyaya düşen konuşma tapelerinden Güler KÖMÜRCÜ'ye birlikte olma ve grup seks teklif edecek kadar ahlaki zaaf içerisinde bulunduğu anlaşılıyor.
Bu toplantıdan 2 gün sonra yine basından ve katılanların açıklamalarından Bülent ECZACIBAŞI'nın evsahipliğinde bu kez 28 Şubat Sürecinde DYP'yi bölerek Refahyol hükümetini bitiren ve askerle işbirliği yapan eski bakan Yalım EREZ , Tekfen Holdingin patronlarından Robert Koleji ve Michigan Teknik Üniversitesi mezunu , Tüsiad üyesi Feyyaz BERKER , Yine Tüsiad Başkanlığı yapan Anadolu Holding patronu Efes Pilsenin sahibi Tuncay ÖZİLHAN , Radikal Gazetesinde ekonomi yazıları yazan ve Yaşar Holding ,Enka Holding , Yapı-Kredi Bankası vs. de yöneticilik yapan Korkmaz İlkorur , Vehbi KOÇ'un kızı Sevgi GÖNÜL'ün eşi ve Koç Holding Yöneticisi English High School mezunu Erdoğan GÖNÜL , Soros Vakfının Türkiye uzantısı TESEV'in kurucu ve yöneticisi ,Alman Firması Türk-Henkel Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi , Gazeteci Mehmet BARLAS'ın kaynı ve Mecbure Canan BARLAS'ın kardeşi , halen aktif Sabetaistler içerisinde bulunan ve uyumakta olan sabataistleri uyandırmaya çalışan bu yöndeki tartışmalar sebebiyle Ilgaz ZORLU ve Abdurrahman DİLİPAK ile mahkemelik olan Nafiz Can PAKER ve tabii ki Bim Mağazacılık'ın ortaklarından Azizler Holding'in sahiplerinden Alman Lisesi mezunu , bir tarafı bedirhani (kürt sabataist) ailesi olan kürt yahudisi olan Musa ANTER'in eşinin yeğeni diğer tarafı Selanik dönmelerinden Uzel ailesinden. Tüsiad Üyesi , 2006 yılında ABD yöneticilerine "Tayyip Erdoğan'ı deliğe süpürmeyin, kullanın" diyen kişi. Kendisi Alman vatandaşı olduğu için milletvekili olamayan , eşi Beyza ZAPSU'nun Çamlıca Subaşı Camisinde başı açık şekilde erkek-kadın karışık cemaatle cuma namazı kıldığı Hasan Cüneyt ZAPSU.
Yıl 1999 ve Fazilet Partisi henüz kapatılmamış ve AKP'nin kuruluşuna ise yaklaşık 2 yıl var. Yazının şuana kadar ki kısmında bahsi geçen kişilerin pek çoğu köken olarak sıkıntılı , siyasi , sosyal , dini açıdan veı hayata bakış açısı olarak R. Tayyip Erdoğan ile aralarında mesafeler olan kişiler...
Burada Erol Mütercimlerin açıklamalarına ve oradan hareketle ulaştığımız bilgilere bir nokta koyarak bir başka mecradan R. Tayyip Erdoğan'ın Yerli Ve Milli anlayışına doğru ilerlemeye devam edeceğiz...
...
23 Ekim 2015 Cuma
Yerli Ve Milli 2
Geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan , 1 kasım seçimleri ile alakalı 550 milli ve yerli milletvekili istediğini belirten bir açıklama yapmıştı. Biz de bir önceki yazımızda kendilerinin ve Abdullah GÜL'ün ABD vatandaşı olduklarını belirterek bu itibarla milli ve yerli olup olmadıklarını sormuştuk.
Sormaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.
30 Ağustos 2015 tarihinde Halk Tv isimli kanalda Erol Mütercimler ve Ümit Zileli'nin konuk olarak katıldığı "Şimdiki Zaman" isimli bir program yayınlandı (https://www.youtube.com/watch?v=kkIE0--R5N4) Program konuklarının bizim için referans olarak alınacak bir yanları bulunmamaktadır bununla birlikte yaklaşık 1 saat 35 dakika süren programın son 5 dakikalık bölümü dikkatimizi celbetti.
Bu 5 dakikalık bölümde Erol Mütercimler genel hatlarıyla 24 Ekim 1999 tarihinden bir kaç gün önce Av. Münci İnci'nin Nişantaşı'ndaki bürosuna davet edildiğini , oraya gittiğinde gazeteci Avni ÖZGÜREL'in de orada bulunduğunu ve Av. Münci İnci'nin kendilerine hitaben "Nail Keçili ile birlikte T.Erdoğan'ın PR'ını aldıklarını belirterek 24 Ekim 1999 günü kendi evinde yapılacak bir bruncha davet ettiğini kendisinin daveti kabul ettiğini fakat o dönem Tayyip ERDOĞAN'la mesafeli duran Avni ÖZGÜREL'in daveti kabul etmediğini anlatıyor.
Önce buraya kadar isimleri geçen Şahısları tanıyalım.
Erol MÜTERCİMLER , Ordudan binbaşı rütbesi ile emekli olduğu söylenmekle beraber aşırı solcu fikirlerinden dolayı ordudan atıldığı da iddia edilen bir kişi. Gazetecilik , yazarlık programcılık yapmakta. Ergenekon Terör Örgütü sanıklarından birisi.
Avni ÖZGÜREL , 12 Eylül döneminde Ülkücü Hareketin günlük yayın organı olan Bizim Anadolu Gazetesinin Ankara sorumluluğunu yapmış daha sonraki yıllarda Milliyet , Akşam , Yeni İstanbul , Ayrıntılı Haber , Radikal gibi gazetelerde çalışan ve köşe yazarlığı yapan , Kitapları ve dizi senaryoları olan ve geçmişinden dolayı ülkücü bilinen bir gazeteci. Son dönemde Akp hükümetinin oluşturduğu Akil İnsanlar Heyetinde yeralan birisi.
Av. Münci İNCİ , Özalların avukatı olarak bilinir. 1940 Van doğumlu. Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı yapmış. İntermedya yayın grubunun sahibi. 1990'lı yılların sonunda kurulan Yeni Yüzler Hareketinin kurucu Genel Başkanı. Aynı zamanda Fetullah GÜLEN grubuna ait olan STV televizyonunun kurucusu. Stv televizyonunun gizli ortağı olduğunu söyleyenler de var. 1990'ların sonundan ölümüne kadar R. Tayyip ERDOĞAN'ın da avukatı.
Nail KEÇİLİ , Atatürk'e suikast davasından yargılanıp idam edilen Yenibahçeli Nail'in torunu Bayar ve Menderes'in arkadaşı Nadir beyin oğlu.Alman Lisesi mezunu , Amerikan firması Grey'in Türkiye'deki ortağı Cenajans2ın sahibi, Tüsiad eski üyesi, adı Egebank skandalına karışmış ve 1,5 yıl hapis yatmış bir zengin.
Erol MÜTERCİMLER anlatmaya devam ediyor...
24 Ekim 1999 günü Av. Münci İNCİ'nin evine gittim.
...
13 Ekim 2015 Salı
Yerli ve Milli...
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı R.Tayyip ERDOĞAN 1 Kasım tarihinde yapılacak genel seçimlerde ülkenin geleceği için 550 yerli ve milli milletvekili istediğini söyledi. Tabii ki bu milletvekillerini kendi partisi olan AKP için talep etti.
Talebinde kullandığı "yerli" ve "milli" kelimelerinin içeriğini nasıl doldurduğunu açıklamadığı için bilemiyoruz. Bununla birlikte "yerli" ve "milli" olma vasıflarını gözönüne aldığımız da Sayın Cumhurbaşkanına sormak isteriz.
2000'li yılların başında ülkemize gelerek bakanlık yapmış olan ve halen İMF de üstdüzey yöneticilik yapan , yahudi kökenli bir amerikalı ile evli bulunan , aynı zamanda ABD vatandaşı da olan Sayın Kemal DERVİŞ yerli ve milli midir?
AKP'nin iktidarda olduğu 13 yıl boyunca Maliye Bakanlığını emanet ettiğiniz uzun süre yurtdışında eğitim görüp - yurtdışında kalarak yahudilere ait bir kısım finans kuruluşlarında çalışan ve aynı zamanda İngiliz bir hanımla evli bulunan ve İngiliz vatandaşı olan Sayın Mehmet ŞİMŞEK yerli ve milli midir?
...
İnternet üzerinde pek çok kaynakta ve ülkemizde basılan bir kısım kitapta Sayın Cumhurbaşkanları Abdullah GÜL ve R. Tayyip ERDOĞAN'ın 1997'de ABD vatandaşlığına geçtiği bilgisi yeralmaktadır ki bu bilgiler "Milli Görüş" çizgisindeki bazı yayın orgamlarında bile paylaşılmış ve halen paylaşılmaktadır.
Bir başka ülkeye çalışmak amacıyla giderek işçi statüsüyle o ülkeye yerleşenlerin ve onların soyundan gelenlerin çifte vatandaşlığı ya da uluslararası piyasada iş yapan ve başka ülkelerde ticarethane ya da fabrikası olanların çifte vatandaşlıktan yararlanmaları anlaşılabilir de siyasetle uğraşanların çifte vatandaşlığı ya bir başka ülkenin vatandaşlığına geçmeleri anlaşılamaz. Merak ediyoruz ABD ve İngiliz çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları çatıştığında hangi yemininize sadık kalacaksınız?
Sayın Mehmet ŞİMŞEK 1 Kasım seçimlerinde yeniden aday gösterildiğine ve talep edilen 550 yerli ve milli vekil arasında yeralması istendiğine göre yabancı bir kadınla evli olmak ya da yabancı bir ülkenin vatandaşı olmak yerli ve milli olmaya mazur değil.
O halde "yerli" ve "milli" olmaktan kastınız nedir?
Sahi Siz ve selefiniz Sayın Abdullah GÜL yerli ve milli misiniz?
Talebinde kullandığı "yerli" ve "milli" kelimelerinin içeriğini nasıl doldurduğunu açıklamadığı için bilemiyoruz. Bununla birlikte "yerli" ve "milli" olma vasıflarını gözönüne aldığımız da Sayın Cumhurbaşkanına sormak isteriz.
2000'li yılların başında ülkemize gelerek bakanlık yapmış olan ve halen İMF de üstdüzey yöneticilik yapan , yahudi kökenli bir amerikalı ile evli bulunan , aynı zamanda ABD vatandaşı da olan Sayın Kemal DERVİŞ yerli ve milli midir?
AKP'nin iktidarda olduğu 13 yıl boyunca Maliye Bakanlığını emanet ettiğiniz uzun süre yurtdışında eğitim görüp - yurtdışında kalarak yahudilere ait bir kısım finans kuruluşlarında çalışan ve aynı zamanda İngiliz bir hanımla evli bulunan ve İngiliz vatandaşı olan Sayın Mehmet ŞİMŞEK yerli ve milli midir?
...
İnternet üzerinde pek çok kaynakta ve ülkemizde basılan bir kısım kitapta Sayın Cumhurbaşkanları Abdullah GÜL ve R. Tayyip ERDOĞAN'ın 1997'de ABD vatandaşlığına geçtiği bilgisi yeralmaktadır ki bu bilgiler "Milli Görüş" çizgisindeki bazı yayın orgamlarında bile paylaşılmış ve halen paylaşılmaktadır.
Bir başka ülkeye çalışmak amacıyla giderek işçi statüsüyle o ülkeye yerleşenlerin ve onların soyundan gelenlerin çifte vatandaşlığı ya da uluslararası piyasada iş yapan ve başka ülkelerde ticarethane ya da fabrikası olanların çifte vatandaşlıktan yararlanmaları anlaşılabilir de siyasetle uğraşanların çifte vatandaşlığı ya bir başka ülkenin vatandaşlığına geçmeleri anlaşılamaz. Merak ediyoruz ABD ve İngiliz çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları çatıştığında hangi yemininize sadık kalacaksınız?
Sayın Mehmet ŞİMŞEK 1 Kasım seçimlerinde yeniden aday gösterildiğine ve talep edilen 550 yerli ve milli vekil arasında yeralması istendiğine göre yabancı bir kadınla evli olmak ya da yabancı bir ülkenin vatandaşı olmak yerli ve milli olmaya mazur değil.
O halde "yerli" ve "milli" olmaktan kastınız nedir?
Sahi Siz ve selefiniz Sayın Abdullah GÜL yerli ve milli misiniz?
Kaydol:
Yorumlar (Atom)