Bundan tam 12 yıl önce 19 Ocak 2007 de Gazeteci Hrant Dink öldürüldü.
Olayın sıcaklığı
içerisinde cinayet önce o dönem benim de içerisinde bulunduğum BBP camiasına ve
rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na yıkılmak istendi.
Bugün olayın Fetö'nün
işi olduğu söyleniyor ve yargılama o minval üzerinde devam ediyor.
Aradan tam 12 yıl
geçti ve olay hala aydınlatılamadı. Aydınlatılacak gibi de görünmüyor.
Zaman bulursam
spesifik bir konu seçip okumalar yaparım. Geçmiş dönemlerde de bir miktar
"Hrant Dink'i kim , niçin öldürmek ister?" konusu üzerinde durmuş ve
başta kendi yazıları olmak üzere bazı okumalar yapmıştım...
Burada büyükçe bir
parantez açıyoruz.
Prof. Dr. Avram
Galante pek çok alanda kendini yetiştirmiş 15-20 dil bilen, Niğde milletvekili olan, Niğde ve Ankara Tarihlerini yazan,
Yahudilere yönelik "vatandaş Türkçe konuş" başlıklı bildiriler
yayınlayarak "Yahudilerin Türklerle bütünleşmesi gerektiğini" savunan
bir bilim adamıydı. Toprağı bol olsun.
Galante toplumda çok
bilinmez ama "Sabetay Sevi ve Sabetaycıların Gelenekleri" adıyla
kaleme aldığı kitabı Sabetaycılık konusundaki temel kaynak kitaptır. Bugün
sabetaycılık üzerine yazılmış tüm kitaplarda bir şekilde Galante'ye atıp
vardır. Sabetaycılık kavramını literatüre ve hayatımıza sokan kişidir.
Sabetaycılık
konusuna meyilli olanlar bu kitabı bilirler ama Galante'nin bir kitabı daha
vardır.
Kitap 1931 yılında
İstanbul'da Fransızca olarak basılmıştır. Bir kitapta yapılan Les Pacradounis ou Une Secte Armeno-Juive’’/4.baskı:1933 atfından aslında kitabın enaz 4 baskı yaptığını öğreniyoruz. Aslında 20 sayfalık bir risaledir.
Kitap Türkiye'de Milli Kütüphane dahil hiçbir kütüphanede bulunmamaktadır.
(Kişisel kütüphanelerde var olup olmadığı bilinmiyor.) Kitap basılalı 88 yıl
olmasına rağmen Türkçe'ye çevrilmemiş ve hiçbir yerde adı geçmemektedir. Adeta
unutturulmuş bir kitapla karşı karşıyayız. Kitabın ismi Türkçe'ye "Pakraduniler ya da bir Ermeni-Yahudi Tarikatı" şeklinde çevirebilir ki kitaptan
bahsedenler bu ismi kullanmaktadır.
Gariptir bu kitap Avram Galante'nin biyografilerin de bile görünmez. Sanki böyle bir kitap hiç yazılmamıştır.
...
1895 de başlayıp 1896
da Ermeni komitacılarca yapılan Osmanlı Bankası baskınının hedefe ulaşmaması
ile bastırılan Ermeni kıpırdanmaları sonrası özellikle Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da bir toplu din değiştirme olayı yaşandı. Kaynaklar sadece 1 gecede
500 Ermeni köyünün din değiştirerek "müslüman" olduğunu yazar. Ancak
kaç kişinin din değiştirdiği ve aslında bunlardan kaçının gerçekten müslüman
olduğu bilinmez.
...
Geçtiğimiz yıl,
Diyarbakır İngiliz konsolosluğunda tercüman olarak çalışırken hakkında vatana
ihanetten idam kararı verilen Thomas Mıgırdiçyan ve eşi Esther’in kitapları tek
kitap halinde ve “Kürtleşen Ermeniler” adıyla Türkçe'ye çevrildi. Kitapta
aslında Ermeni olan ama kendilerini Müslüman Kürt olarak gösteren 14 aşiret
hakkında bilgi veriliyordu. Aşiretlerden birinin adı "Pakraduni"ydi.
Yine eşinin Halep üzerinden Mısır’a kaçması sonrası kendisi de Dersim üzerinden
Rusların elindeki Erzincan'a kaçan ve oradan Moskova üzerinden Londra'ya geçip
eşiyle buluşan Esther'de Dersim'de bir süre evinde kaldıkları bir aşiret
reisinin kendisine "Ermeni Pakraduni Hanedanının tacını" gösterdiğini
kitabında anlatıyordu.
Pakradunilerin
sayısı bu kadar var mı?
3.asırda Erzincan-Ani(Kars) hattını dolaşan Bizanslı gezgin Pavstos bunların sayısını 400 Bin olarak veriyordu. Mıgırdiçyan’ın kitabında
ismi Pakradun olarak geçen aşiret Anadolu’da 22 farklı ile yayılmış bir aşiret
ve sosyalmedyadaki gruplarında kendi aşiretlerinin üye sayısını 500 Bin kişi olarak
veriyorlar.
Burada asıl dikkat
edilmesi gereken husus Pakradunilerin sadece Ermeni- Yahudi görünümlü olmamaları
Pakradunilerin Gürcü-Yahudi görünümlü olan başka bir kolu daha var.
Ermeni-Yahudiler Doğu-Güneydoğu Anadolu ve buradan Kapadokya ve Kilikya
bölgelerine doğru dağılırken Gürcü-Yahudi görünümlüler Karadeniz kıyıları ve
buradan Marmara’ya doğru dağılmış durumdalar. Yine bazı kaynaklar Kilikya Ermeni Krallığının yıkılmasından sonra bazılarının Kürt Yahudileri içerisine göç ettiğini yazıyor.
...
Türkiye'de ortamın
yumuşadığı son yıllarda bir din değiştirme olayı yaşanmaya başladı. 2008 yılına
kadar ki mahkeme kayıtlarına göre yaklaşık 2000 kişi başvurmuş ve mahkeme
kararıyla Müslüman olan dinini başka bir dinle değiştirmiş. Din değiştiren 2000
kişiden yaklaşık 1800'ü İslam dininden çıkarak Gregoryen Hristiyan olmuş.
Gregoryen Hristiyanlık neredeyse sadece Ermenilere has bir mezhep. Üstelik bu
kişilerin neredeyse tamamı 70 yaş ve üzerinde. 90 yaşında müslüman iken
Gregoryen Hristiyanlığa geçenler var. Hayatının sonuna gelmiş biri niçin din
değiştirir?
Parantezi
kapatıyoruz.
Hrant Dink Ermeni vatandaşlarımızdan
biriydi ve Ermeni vatandaşlarımıza hitap eden Agos Gazetesinin genel yayın
yönetmenliğini yapıyordu.
Ermeni kökenli bazı
kişilerin kripto bir şekilde yaşadıklarını yani gerçekte Hristiyan Ermeni
olmalarına rağmen kendilerini Müslüman Türk/Kürt olarak gösterdiklerini
biliyordu. Artık saklanmaya gerek olmadığını ve ortaya çıkmaları gerektiğine
inanıyordu. Bu yönde yazılar yazdı. Yazılar yazmakla kalmadı elinde bu
kişilerin kimler olduğunu gösteren bir liste olduğunu şayet bu listedekiler kendileri
ortaya çıkıp Hristiyan Ermeni olduklarını açıklamazlarsa kendisinin bu kişileri
ve listeyi açıklayacağını belirtti. Listenin açıklanması demek başta Siyasal İslamcılar arasında olmak üzere tüm münafıkların ortaya dökülmesi demekti. İşte bu listeyi açıklayacağını
belirtmesinden bir süre sonra Hrant Dink öldürüldü.
Türkiye'de devleti
ele geçirmek için 2 güç kıyasıya bir mücadele halindeydi. Bir tarafta
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne devleti ve bürokrasiyi elinde tutan iki
kimlikli Sabetaistler diğer yanda devlete ve bürokrasiye yeni yeni ortak olmuş
ama yalnızca kendisinin olmasını isteyen üç kimlikli Pakraduniler (ilginçtir
Sabetaistlerin Kapancı kolu Pakraduniler ile birlikte hareket ediyor. Bu durum
Pakraduniler içerisinde Sabetay Sevi’ye inanan bir grup mu var sorusunu akla
getiriyor.). Ve Dink'in açıklayacağını belirttiği listede Pakraduniler de
yeralmakta. Pakradun Hanedanlığının 1048 de sona ermesi, Kilikya Ermeni
Krallığının -ki Ani’nin düşmesinden sonra buradan kaçan Pakradun Hanedanlığı
prensleri tarafından kurulmuştur- 1375'de yıkılışından sonra ilk kez bir
devletin yönetimi ellerine geçmek üzereydi. Belki de ellerine bir daha böyle
bir şans geçmeyecekti ve birileri olaya çomak sokmak üzereydi. Buna müsaade edilemezdi ve etmediler. Dink ortadan
kaldırıldı.
Geçtiğimiz günlerde bir sosyal paylaşım sitesinde paylaşılan bir Türkiye haritası gösterildi. Harita üzerinde bazı işaretler vardı ama küçük olduğundan okunmuyordu. Bu harita ne haritası olabilir diye soruldu. Bazı iller işaretlenmişti. Kaba bir bakıştan sonra "Pakraduni Yerleşim Yerleri Haritası" dedim. Muhatabım "onu nereden çıkardın?" diye sordu ve haritayı büyüterek gösterdi. Türkiye'yi yönetenlerin memleketleri işaretlenerek oluşturulmuş bir haritaymış.
Yanlış anlamayın tamamen tesadüf...