İstanbul’da bir seçim yaşandı. Her seferinde birkaç
saatte biten seçim bu kez 1 hafta geçmesine rağmen sonuçlanmadı. Geçersiz
oyların sayımına devam ediliyor.
Oy sayım süreci uzuyor ya da bir el uzatıyor.
İnsanlar gergin ve her geçen saat gerginlik artıyor.
...
16.07.2016
tarihinde Türkiye'nin "CHP'nin kontrollü gerilim strajesinden AKP'nin
kontrollü kaos strajesine terfi ettigini" yazmış ve "Allah bu
milletin Yardımcısı olsun" demiştim.
Yine
muhtelif zamanlarda "Türkiye'nin 2023 yılına nüfus ve toprak olarak şimdikinden
çok daha küçük" olarak gireceğini, bunun da bir "içsavaş" ile
yapılacağını düşündüğümü söylemiştim.
...
Birileri
ama özellikle iktidar kanadından birileri kaos devşirme derdinde. Sürekli yalan
haberlerle toplum birşeylere hazırlanıyor. Aslında siyasiler eliyle milletin
yarısı zillet, illet , vatanhaini ilan edilerek zaten bu açıdan bir aşama
kaydedilmişti.
Şimdi
de havuz medyasının Pelikan kanadı provakatif yalan haberlerle ortamı germeye
devam ediyor. Hem de fütursuzca.
Nereden
çıktı bu Pelikancılar?
Yanlış
hatırlamıyorsam 2014 yılında bir dernek kurdular daha sonra Üsküdar
Kuzguncuk'da bir yalı kiralayarak çalışmaya başladılar.
Fikri
önderleri Sabetaistlerin Kapancı kolundan Nafiz Can Paker'di. Derneğinin 7
kurucusundan biri. Aynı zamanda Soros'un Açık Toplum Enstitüsü'nün Türkiye
uzantısı Açık Toplum Vakfı ve Tesev vakfının kurucu başkanı. (Burada K.
Kılıçdaroğlu’nun da Tesev üyesi olduğunu belirtelim) Tesev olarak Soros'tan
maddi destek aldıklarını kabul etmişti. Son dönemde Soros'un isteği üzerine
Tesev'den ayrılarak Podem vakfını kurdu. Paker 1998'den beri RTE'nin yanında ve
halen başdanışmanlarından biri.
Derneğin
maddi sponsoru Serhat Albayrak. Bakan Berat Albayrak'ın ağabeyi. Yine Medipol
grubu ile hayırsever işadamı Reza Zarrab da önemli mali yardımlar yapmışlar.
Red Hack isimli korsan pelikan ekibinin mail adresini haclediğinde tüm irtibat
ortaya çıktı. Berat Albayrak Süheyb'e bir dernek kurması için talimat ile
yönetim kurulunda kimlerin olacağına dair 7 kişilik de bir liste veriyordu.
Berat Albayrak da işin içinde.
Pek
çok yayın organı (Sabah Gazetesi başta olmak üzere) ve trol hesabıyla (Bophorus
Global bünyesindeki ve ferdi) bir taraftan iç siyaseti dizayn ederken bir taraftan da
ciddi paralar kazanıyorlar. Bir başbakanı istifa ettirecek kadar güçlüler.
Pelikan
ekibinde kimler var?
Can Paker ve Albayrakların yanında
Süheyb Öğüt
Selman Öğüt
Hilal Kaplan (öğüt)
Bekir Bozdağ
Ayşenur Bahçekapılı
Sümeyye Erdoğan
Egemen Bağış
Haşmet Babaoğlu
Kurtuluş Tayiz
Melik Altınok
Nagehan Alçı
Rasim Ozan Kütahyalı
Turgay Güler
Hikmet Genç
Cemil Barlas
Cem Küçük
Fuat Uğur
Ersoy Dede
Beyhan Demirci
İdris Kardaş
Cengiz Algan
Abdurrahman Uzun
Metin Külünk
Abdülhamid Gül
Fatma Sayan Kaya
Ufuk Coşkun
Ekin Gün
Erem Şentürk
Atifet Ulusoy
Filiz Gündüz
Elif Şahin
Merve Taşçı
Nasuhi Güngör
Ömer Turan*
Taha Ün*
...
Bazı isimlerin Pelikancı olup olmadığı tartışmalı (*
bugün gruptan ayrı bir duruş sergiliyorlar) olmakla birlikte liste uzayıp
gidiyor. Dönem dönem yeni isimler eklenirken bazı isimler de gruptan
uzaklaşıyor.
Bu
ekip %49 oy alarak Başbakan olan Ahmet Davutoğlu'nu istifaya zorlayan ve bir
anlamda "darbe bildirisi" olarak nitelendirilebilinecek "Pelikan
Bildirisi"ni hazırlayan ve servis eden ekip.
Ekip
Pelikan Bildirisi ile Davutoğlu'na darbe yaparken RTE müdahale etmeden bekledi.
Bugün bu ekip seçim sonuçları üzerinden provakatif yalan haberlerle toplumu
birşeylere hazırlarken RTE yine sessiz bir şekilde izliyor. Bu grubun
faaliyetlerine bilerek müsaade ediyorsa ya da müdahale etmek istiyor ancak söz
geçiremiyorsa çok büyük bir sıkıntıyla karşı karşıyayız demektir.
Bu ekibin içinde başta Can Paker olmak üzere Sabetaistler
olduğunu biliyoruz. PKK üyeliğinden 13 yıl hapis cezası yemiş Kurtuluş Tayiz
gibi isimler de var. Yine bu isimlerin tamamına yakını başta çözüm süreci olmak
üzere "Türk" ismine, Bayrağa, İstiklal Marşına , şehitlere şöyle ya
da böyle dil uzatmış isimler.
Bu ülkede sağ cenah genelde PKK'yı Kürt Hareketi olarak değilde daha ziyade Asala'nın yerini almış bir Ermeni Terör hareketi olarak nitelendirir.
...
Türk
Tarih Kurumu üyesi mütevefa (toprağı bol olsun) Panos Dabağyan Ermeniler
arasında "Ermeni görünüşlü ama gerçekte Yahudi olan Pakraduni isimli bir
grubun bulunduğunu" , bu grubun 1915 öncesi olayları tertip ederek
Ermenileri ayaklandırdığını ve neticede Ermenilerin bu toprakları terketmek
zorunda kaldığını yazar makale ve kitaplarında...
...
Sabetay
Sevi öldüğünde (1676) tüm dünyadaki Yahudilerin yarısından fazlası kendisinin
"Mesih" olduğuna iman etmişti. Hollanda'da İran' a , Mısır'dan
Polonya ve Baltık Ülkelerine , Belh'ten Fas'a kadar geniş bir coğrafyada
taraftar bulmuştu kendisine.( Bkz. Gershom Scholem: Sabetay Sevi- Mistik Mesih)
Orta Avrupa'dakiler daha sonraki mezhepsel bölünmede ağırlıklı olarak
"Karakaşi Sabetaizmini" benimsemişlerdi. Bu grup ilerleyen dönemde
Jacop Frank önderliğinde "Müslüman görünümlü Sabetaistlik" yerine din
değiştirerek "Hristiyan görünümlü Sabetaistliği" benimsemek ve
Almanya Ausburg taraflarına yerleşmek zorunda kalmışlardı. Franksisken tarikatı
bu grubu oluşturur.(Bkz Cengiz Şişman Suskunluğun Yükü)
...
Güneydoğu
Anadolu ve Kuzey Irak coğrafyasında David Alroy (1160 yılı civarında
Mesihliğini ilan ettiği için Selçuklu'nun Musul Atabeyi tarafından asıldı)
hadisesinden sonra kripto yaşayan Yahudilerin olduğunu ve İsrail'in
kuruluşundan sonra bölgeden yaklaşık 150 bin Kürt görünümlü Yahudi'nin İsrail'e
göçtüğünü biliyoruz.(Bkz.Eşref Günaydın: Yahudi Kürtler- Babil'in Kayıp
Çocukları)
Yine
1045 yılında Ermeni Pakrudin Hanedanlığı'nın yıkılması sonrası Ermenilerin ve
aralarındaki Pakrudinilerin Kapadokya ve Kilikya (Çukurova)ya kadar
dağıldığını, bir Pakrudin Prensinin Kilikya Ermeni Krallığını kurduğunu , 1895-1896
yılındaki Bab-ı Ali baskını sonrası pek çok Ermeni'nin güvenlik amacıyla
"Müslüman" gibi görünmeye başladığını, 14 Ermeni Aşiretinin kendisini
"Müslüman Kürt" olarak gösterdiğini , bu aşiretlerden bazılarının
aslında Ermeni olmayıp Ermeni görünen Yahudi aşireti olduğunu biliyoruz. (Bkz
Esther ve Thomas Mıgırdiçyan: Kürtleşen Ermeniler ve Aşiretler Raporu- Kaynak
Yayınları (1970 lerde Mit tarafından hazırlanıp 1988’lerde basına sızan Mit
Raporunun kitaplaştırılmış hali) karşılaştırmalı okumanız verimli olacaktır.)
Bu
bilgiler bize Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kripto bir "Yahudi"
varlığının olduğunu gösteriyor.
Yine
bazı evlilikler bize Sabetaist kökenli bazı ailelerin Kürt İsyan Hareketlerinin
lokomotifi bazı aileler (Baban’lar gibi) ile akrabalık ilişkisi tesis ettiğini
gösteriyor. Biliyoruz ki 1960'lara kadar Sabetaistler bırakın dışarıdan kız
alıp vermeyi kendi kolları arasında bile evlilik tesis edemiyorlardı. Sabiha
Sertel bir müslüman ile evlenen ilk dönmenin kendisi olduğunu söyler
anılarında. 1.Dünya Savaşı esnasında Zekeriya Sertel ile yaptığı evliliği
kasteder ve bunu devrim olarak nitelendirir. Düğün masraflarını İttihat ve
Terakki Cemiyeti karşılamıştır. Şahitlerden biri Sadrazam Talat Paşa’dır. Marc
David Baer Selanikli Dönmeler isimli kitabında bu evliliği anlatırken 32.
Sayfada Sertellerin Kapancı olduğunu söylerken 47. Sayfada Karakaşi olduğunu
yazar farkına varmadan. İki bilgide doğrudur. Sabiha Sertel Kapancı Zekeriya
Sertel ise Karakasidir ve evlilik iki farklı kolun mensupları arasında yapılan bir
evliliktir. 1700'lerdeki kollara ayrılmadan tam 200 yıl sonra gruplar arasında
ilk evlilik yapılıyordu. S. Sevi Hz. Musa'ya gelen "10 emir"e yeni
emirler eklemişti. Eklenen yeni emirler arasında Türk(Müslüman) lerle evlilik
yasağı da vardı.
Ahmet
Akgül Pakradunileri anlattığı kitabında (Osmanlı’dan Günümüze Kripto Gayrimüslimler-
Pakraduniler) bazı Pakradunilerin "Milli Görüş Çizgisine" sızdığını
anlatıp Oğuzhan Asiltürk’ü örnek verir. (Korkut Özal'ın vefatı üzerine yazdığımız yazıda Özallarla ilgili iddialara yervermiştik) Yine kitabında Doğu Perinçek'in
"Pakraduni" olduğunu da söyler.
...
Tüm
bu bilgilerden sonra akla şöyle bir soru geliyor. Tüm Yahudilerin yarısından
fazlasının Sabetay Sevi’nin Mesihliğine iman ettiği bir dönemde Pakrudinilerden
Sabetay Sevi’ye iman eden var mıydı?
Polonya’da Karakaşi Sabetaizmine rastlanabiliyorsa Doğu-Güneydoğu
Anadolu’da ya da Karadeniz’de Kapancı Sabetaizmine niçin rastlanmasın?
Kırımçaklar arasında , Almanya’da Aşkenazlar arasında Karakaşi Sabetaizmi kök
sarmışsa Kemaliye’de, Siirt’te , Rize’de Pakraduniler arasında Kapancı
Sabetaizmine inanan niçin olmasın?
1990’ların sonundan itibaren Kapancı Sabetaislerle Pakradunilerin
AKP içerisinde ortaklık yaptığını
görüyoruz. Yine Pelikanlar arasında Sabetaistleri gördüğümüz gibi
Pakradunilerin varlığını da görüyoruz. Buraya kadar elimizde olan verirler bizi
şöyle bir sonuca götürüyor. Pelikan Sabetaist (Kapancı) Pakradunilerden oluşan
kripto bir yapıdır ve gücü eline almak/elinde tutmak için herşeyi yapacaktır…
Buradakiler medya çalışmaları sebebiyle gözönünde olanlar. Yani buzdağının görünen yüzü. Asıl dikkat edilmesi gerekenler bürokraside yeredinenler ve tepe noktasına çıkartılanlar...
Daha
önce pek çok kez yazıp söyledik. Bir kez daha söyleyeceğiz.
Türkiye'nin en büyük sorunu "Kripto
Gayrimüslim" sorunudur. Bu sorun çözülmeden hiç bir sorun çözülmez. En
azından Müslüman Türk lehine çözülmez...