Danıştay Ayasofya'nın "müzeye dönüştürülmesine dair
1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti." Akabinde Cumhurbaşkanı
bir Kararname yayınlayarak Ayasofya'nın Cami olarak kullanılması amacıyla
Diyanet İşleri Başkanlığına devretti.
Bu olayın görünen yüzü. Bir de görünmeyen yüzü var.
Bu konu hakkında daha önce 10.06.2020 tarihinde “Ayasofya
Üzerinden Mağduriyet Kasmak” isimli bir yazı yayınlamıştım. O yazıya ek
olarak devam edelim.
İtiraf edelim ki AKP yönetimi “Kazan ya da Kazan” üzerine tek
ihtimalli bir sistem kurmuş. Biz ihtimal olarak Danıştay’ın önceki kararları
istikametinde hüküm vereceğini ve AKP’nin buradan bir “mağduriyet”
devşireceğini düşünerek yazıyı kaleme almıştık. AKP Yönetimi Mağduriyet
devşirmek yerine –Danıştay 10.Dairesinin kararına da bağlı olarak- “Zafer
Devşirdi.” AKP ,Danıştay’ın vereceği her karardan menfaat temin edeceği bir pozisyon
almıştı. Burada ilginç olan Danıştay 10. Dairesinin Dava Daireleri Genel Kurulu Kararına rağmen görüş değiştirmiş olması. (Mevcut karar hoşumuza gitse de hukuki anlamda hukuk dışına çıkılmasını ve hukuk güvenliğinin yok edildiğini gösteren bir karar)
Davalı Kim?
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı. (2018 deki Kanun değişikliği öncesi TC Başbakanlığı) yani Cumhurbaşkanlığını temsilen Recep Tayyip Erdoğan.
2008 yılında kendisine karşı dava açılan ve Danıştay'dan
"Davanın Reddedilmesini isteyen ve davayı reddettiren kim? Dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. R. Tayyip Erdoğan'ın isteği ile reddedilen dava
2012 yılında Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulunca Onanarak kesinleşiyor.
Sürekli Vakıflar , Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği
Tayyip Erdoğan'a karşı kaybettiği davadan sonra yılmıyor ve 31.08. 2016
tarihinde AKP 'nin iktidar olduğu ve başında başbakan olarak Binali Yıldırım'ın
bulunduğu Başbakanlık'tan "Ayasofya'nın Cami olarak ibadete
açılmasını" istiyor. Başbakanlık kendisine bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü
aracılığıyla 19.10.2016 tarih ve 27882 sayılı yazıyla bu talebi reddetti.
(Karardan) DAVALI İDARENİN SAVUNMASI: "Davalı (Kapatılan) Başbakanlık tarafından, 1934 yılında yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu Kararına karşı yıllar sonra dava açılamayacağı, davanın süresinde olmadığı; davacının Başbakanlığa ve diğer kurumlara Ayasofya ile ilgili olarak zaman zaman başvurularda bulunduğu, davaya esas başvuru içeriğinin bir öncekinden farksız olduğu, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının iptali hususunda muhtelif davalar açıldığı, yine aynı işleme karşı davacı tarafından daha önce açılan davanın reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği, işlem hakkında kesin hüküm bulunduğu; Ayasofya Camii'nin 1470 tarihli Mehmed Han-ı Sanî Bin Murad Han-ı Sanî Vakfı vakfiyesinden olup tapunun 57 pafta, 57 ada, 7 parselinde “türbe, akaret, muvakkithane ve medreseyi müştemil Ayasofya’yı Kebir Camii Şerifi” olarak kayıtlı olduğu, sözkonusu Vakfın tüzel kişiliğe sahip bir mazbut vakıf olduğu ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce temsil ve idare edildiği; Devlet idaresinin en yüksek karar organı olan Bakanlar Kurulunun idare alanında genel karar organı olduğu, Anayasa ve kanunlarla kendisine ayrıca ve açıkça yetki verilmemiş olsa bile, idare alanında “kanuna dayanmak” ve “Anayasaya ve kanunlara aykırı olmamak” şartıyla istediği her işlemi yapmak konusunda yetkili olduğu; Ayasofya’nın tahsis ve kullanım şeklinin değiştirilmesinin yürütmenin takdirinde olduğu, ulusal ve uluslararası koşullar ile içhukukumuz çerçevesinde Bakanlar Kurulunca bu konuda her zaman karar alınabileceği, Bakanlar Kurulu Kararında yer alan imzaların sahte olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı öne sürülerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır." şeklinde Davanın Reddini isteyen bir savunma yapıldı.
Davanın kazananı kim? Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve
Çevreye Hizmet Derneği.
Davayı Kaybeden Kim? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı.
...
Ayasofya'yı ibadete R. Tayyip Erdoğan açtırmışsa;
1- 2002 yılında başlayıp 2008 yılında Ret ile biten davayı
başbakan olarak niçin reddettirdi?
2- Derneğin 2016 yılında "Ayasofya camii olarak ibadete
açılsın" talebini AKP hükümeti niçin reddeti ve olayı yargı sürecine
taşıdı.
3- Dernek 2016 yılında dava açtığında Başbakanlık niçin
"Davayı Kabul" etmedi?
4- AKP Hükümeti ve Partili Cumhurbaşkanı mahkemeden niçin
"Davanın Reddine karar verilmesini istedi"? ve 4 yıl boyunca aynı
savunmayı yaptı?
5- Ayasofya'yı ibadete , 2002 yılından beri başvuru yapıp
davalar açarak hukuki süreç kovalayan ve sonunda davayı kazanan Sürekli Vakıflar
Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği mi açtırdı? yoksa derneğin
başvurularını reddedip, davanın Reddi yönünde savunma yapan ve davayı kaybeden
AKP hükümeti ve partili Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan mı açtırdı?
6- Dava süreci bir yana Ayasofya'nın Müzeye dönüştürülmesine
ilişkin tesis edilen Bakanlar Kurulu Kararını İdari İşlemin özelliğinden yola
çıkarak AKP'nin iktidara geldiği Kasım 2002 den Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemine geçildiği 2018 yılına kadar alınacak bir Bakanlar Kurulu Kararı ile niçin
iptal etmediler? 2018 sonrası Bakanlar Kurulu
yerini Cumhurbaşkanlığı aldığından Ayasofya'yı bir Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile niçin cami olarak ibadete açmadılar?
7- İleri de hukuki bir sıkıntı yaşamamak ve ben açmadım
Danıştay verdi kararı savunmasının arkasına saklanmak için mi hukuki süreç
beklenildi?
8- Ayasofya’yı R. Tayyip Erdoğan ve AKP ibadete açmışsa 2002 yılından beri Ayasofya’nın ibadete açılması için koşturan, davalar açan Sürekli Vakıflar, Tarihe ve Çevreye hizmet Derneği ve bu derneğin 75 yaşındaki emekli öğretmen başkanı İsmail Kandemir ne yapmıştır?