David
Rockefeller ölmüş. Dünya'daki sömürü düzeninin mimarlarından , dökülen
her damla kanın ve gözyaşının müsebbiplerinden biriydi. Belki de birincisiydi. Rockefeller, Rhodes, Rothschild... gibi bir kaç aile dünyayı yönetmeye talipti ve bunun için hertürlü insanlık dışı davranışı sergilemekten hiçbir zaman çekinmemişlerdi.
Yahudi idi. Dahası milenyumcu (binyılcı-mesihci) bir düşünceye sahipti. Karaylar hariç tüm diğer yahudiler gibi önceliği kendi ırkı ve İsrail'di. Son yüzyılda meydana gelen ve yeryüzünü etkileyen her siyasi ve ekonomik hadisenin merkezinde yeralan bir kaç kişiden biriydi.
Herdaim bir eli Türkiye'deydi. Deniz BAYKAL ve Bülent ECEVİT yurtdışında Rockefeller bursuyla okumuşlardı. Muhafazakar-Milliyetçi-İslamcı kesimde de bu ve benzeri burslarla yurtdışında okuyanlar vardır. Soros ve benzeri bir kaç tetikçi üzerinden sağ-sol farketmeden kargaşa ve kaos oluşturacak tüm kişi ve yapıları destekledi. Siyasete , ekonomiye yön verdi. Kaostan düzene - kontrollü kaos düşüncesinin finansörlerinden biriydi.
Türkiye'deki AKP iktidarının velinimetlerinden biri belki de birincisiydi.1997'den sonra
1- İsrail'in Güvenliği
2- BOP'ta verilecek görevlerin yerine getirilmesi
3- İslama yeni bir yorum getirilmesi
karşılığında
1- İktidara taşınacak ,
2- Finanasman desteği sağlanacak,
3- Muhalefet opere edilecek (M. Yazıcıoğlu da muhtemelen bu kapsamda opere edilenlerden biriydi.)
şartlarıyla AKP ile yapılan antlaşma çerçevesinde AKP iktidara taşınmıştı.
Siirt seçimleri öncesi RTE'nin siyasi yasağının kalkmasını sağlayan D. BAYKAL'ın bu davranışında Rockefeller bursunun ya da D. Rockefeller'in talep ve telkinlerinin payı ne kadardır bilemeyiz. Ancak D. BAYKAL'ın BOP'UN ucundan tutması karşılığında "Cumhurbaşkanlığı Makamının " taahhüt edildiğini biliyoruz.
Dünkü (20.03.2017) Karar Gazetesinde köşe yazılarından birinde yeraldığı üzere son 13 yılda Türkiye 500 Milyar Dolar cari açık vermiş ve bu açık bu anlaşma kapsamında finanse edildi. Hala da finanse ediyorlar.
Körfez ülkelerinden alınan paranın hepsinde ABD'nin dolayısı ile Rockefeller ve onunla birlikte hareket eden ailelerin onayı var.
Bakmayın içsiyaset için sayıp sövdüklerine. Heeyy filan çektiklerine. K. Mısıroğlu'nun deyimi ile "Türkiye'nin başına talih kuşu kondu. BOP'a bir taşeron lazım bunu Türkiye olarak biz yapmalıyız" dediği gibi BOP'un taşeronluğunu Türkiye (AKP iktidarı üzerinden) yapıyor.
15 Temmuz Darbe(!)sinden sonra ABD'ye giden RTE'nin ilk görüştüğü kişilerden biri Rockefeller ile aynı ekipten olan Rothscild'di. İktidara gelmeden önce de bir hayli görüşmüşlerdi. 2000'li yılların başında A.GÜL'ü CFR logolu kürsüde konuşurken gösteren fotografı gördüğümüz gün AKP iktidarının kaçınılamaz olduğunu söylemiştik yakın çevremize.
(BOP süreci ve görev alanlarla ilgili Milli ve Yerli konulu 5 yazımızda ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.)
RTE'nin sürekli bahsettiği -kendisinin de içinde olduğu- o meşhur "Büyük Resim"in sahiplerinden biriydi.
Dedik ya D. Rockefeller Yahudi idi. Türkiye'de çok uzun süre işlerini Sabetaistler üzerinden gördüler. Sabetaistler etnik olarak her ne kadar İbrani geni taşısalar da gerçek yahudilerin gözünde nesebi sahih olmayan insanlardır yani sizin anlayacağınız "Piç" tirler. Aynı zamanda da mesih olduğunu iddia eden sahtekar birinin peşinden giden , sapkın bir mezhebe inanan insanlardır. Ayrıca kaderlerini Türkiye'nin kaderine bağladıkları için "Ulusalcı" kimliği de bir parça içselleştirmiş insanlardır. Türkiye kurulurken ve devam eden süreçte yeterince yetişmiş KriptoYahudi bulunmadığından Sabetaistler kullanışlı bir argümandı. 1990'lardan sonra Türkiye'nin muhafazakarlaşması ve Kripto Yahudi cemaatinin sayı ve nitelik olarak istenen sayıya ulaşması ile D. Rockefeller'in de içinde bulunduğu beynelmilel Yahudiler Büyük İsrail için bir kilometre taşı olacak BOP'a yöneldiler. BOP için içerideki Pakraduni topluluk çok daha kullanışlı bir argümandı. Bu sebeple Türkiye'de bir iktidar değişikliğine karar verildi ve elan o değişim çalışmaları devam ediyor. Sabetaist Bürokratik Oligarşi yerini Pakradun Bürokratik Oligarşiye bırakıyor. Anayasa değişikliği neticesinde Cumhurbaşkanlığı sisteminin(!) gelmesi ile son bürokratik engellerde kaldırılarak bu değişim tamamlanacak.
İlginç olan Kapancı grubuna mensup olan bir kısım Sabetaistte Pakradunlarla birlikte hareket ediyor.
İşte tüm bu yaşananların ve değişimin arkasındaki kişi öldü.
Ateşi bol olup çifte kavrulsun...
RTE ve AKP camiası ile cümle Pakradunilerin(!) başısağolsun...
Not: Bugün 21 Adar. Başta AKP içindekiler olmak üzere cümle Sabetaistimizin "Kuzu Bayramı" mübarek olsun...
Yahudi idi. Dahası milenyumcu (binyılcı-mesihci) bir düşünceye sahipti. Karaylar hariç tüm diğer yahudiler gibi önceliği kendi ırkı ve İsrail'di. Son yüzyılda meydana gelen ve yeryüzünü etkileyen her siyasi ve ekonomik hadisenin merkezinde yeralan bir kaç kişiden biriydi.
Herdaim bir eli Türkiye'deydi. Deniz BAYKAL ve Bülent ECEVİT yurtdışında Rockefeller bursuyla okumuşlardı. Muhafazakar-Milliyetçi-İslamcı kesimde de bu ve benzeri burslarla yurtdışında okuyanlar vardır. Soros ve benzeri bir kaç tetikçi üzerinden sağ-sol farketmeden kargaşa ve kaos oluşturacak tüm kişi ve yapıları destekledi. Siyasete , ekonomiye yön verdi. Kaostan düzene - kontrollü kaos düşüncesinin finansörlerinden biriydi.
Türkiye'deki AKP iktidarının velinimetlerinden biri belki de birincisiydi.1997'den sonra
1- İsrail'in Güvenliği
2- BOP'ta verilecek görevlerin yerine getirilmesi
3- İslama yeni bir yorum getirilmesi
karşılığında
1- İktidara taşınacak ,
2- Finanasman desteği sağlanacak,
3- Muhalefet opere edilecek (M. Yazıcıoğlu da muhtemelen bu kapsamda opere edilenlerden biriydi.)
şartlarıyla AKP ile yapılan antlaşma çerçevesinde AKP iktidara taşınmıştı.
Siirt seçimleri öncesi RTE'nin siyasi yasağının kalkmasını sağlayan D. BAYKAL'ın bu davranışında Rockefeller bursunun ya da D. Rockefeller'in talep ve telkinlerinin payı ne kadardır bilemeyiz. Ancak D. BAYKAL'ın BOP'UN ucundan tutması karşılığında "Cumhurbaşkanlığı Makamının " taahhüt edildiğini biliyoruz.
Dünkü (20.03.2017) Karar Gazetesinde köşe yazılarından birinde yeraldığı üzere son 13 yılda Türkiye 500 Milyar Dolar cari açık vermiş ve bu açık bu anlaşma kapsamında finanse edildi. Hala da finanse ediyorlar.
Körfez ülkelerinden alınan paranın hepsinde ABD'nin dolayısı ile Rockefeller ve onunla birlikte hareket eden ailelerin onayı var.
Bakmayın içsiyaset için sayıp sövdüklerine. Heeyy filan çektiklerine. K. Mısıroğlu'nun deyimi ile "Türkiye'nin başına talih kuşu kondu. BOP'a bir taşeron lazım bunu Türkiye olarak biz yapmalıyız" dediği gibi BOP'un taşeronluğunu Türkiye (AKP iktidarı üzerinden) yapıyor.
15 Temmuz Darbe(!)sinden sonra ABD'ye giden RTE'nin ilk görüştüğü kişilerden biri Rockefeller ile aynı ekipten olan Rothscild'di. İktidara gelmeden önce de bir hayli görüşmüşlerdi. 2000'li yılların başında A.GÜL'ü CFR logolu kürsüde konuşurken gösteren fotografı gördüğümüz gün AKP iktidarının kaçınılamaz olduğunu söylemiştik yakın çevremize.
(BOP süreci ve görev alanlarla ilgili Milli ve Yerli konulu 5 yazımızda ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.)
RTE'nin sürekli bahsettiği -kendisinin de içinde olduğu- o meşhur "Büyük Resim"in sahiplerinden biriydi.
Dedik ya D. Rockefeller Yahudi idi. Türkiye'de çok uzun süre işlerini Sabetaistler üzerinden gördüler. Sabetaistler etnik olarak her ne kadar İbrani geni taşısalar da gerçek yahudilerin gözünde nesebi sahih olmayan insanlardır yani sizin anlayacağınız "Piç" tirler. Aynı zamanda da mesih olduğunu iddia eden sahtekar birinin peşinden giden , sapkın bir mezhebe inanan insanlardır. Ayrıca kaderlerini Türkiye'nin kaderine bağladıkları için "Ulusalcı" kimliği de bir parça içselleştirmiş insanlardır. Türkiye kurulurken ve devam eden süreçte yeterince yetişmiş KriptoYahudi bulunmadığından Sabetaistler kullanışlı bir argümandı. 1990'lardan sonra Türkiye'nin muhafazakarlaşması ve Kripto Yahudi cemaatinin sayı ve nitelik olarak istenen sayıya ulaşması ile D. Rockefeller'in de içinde bulunduğu beynelmilel Yahudiler Büyük İsrail için bir kilometre taşı olacak BOP'a yöneldiler. BOP için içerideki Pakraduni topluluk çok daha kullanışlı bir argümandı. Bu sebeple Türkiye'de bir iktidar değişikliğine karar verildi ve elan o değişim çalışmaları devam ediyor. Sabetaist Bürokratik Oligarşi yerini Pakradun Bürokratik Oligarşiye bırakıyor. Anayasa değişikliği neticesinde Cumhurbaşkanlığı sisteminin(!) gelmesi ile son bürokratik engellerde kaldırılarak bu değişim tamamlanacak.
İlginç olan Kapancı grubuna mensup olan bir kısım Sabetaistte Pakradunlarla birlikte hareket ediyor.
İşte tüm bu yaşananların ve değişimin arkasındaki kişi öldü.
Ateşi bol olup çifte kavrulsun...
RTE ve AKP camiası ile cümle Pakradunilerin(!) başısağolsun...
Not: Bugün 21 Adar. Başta AKP içindekiler olmak üzere cümle Sabetaistimizin "Kuzu Bayramı" mübarek olsun...