MEHMET BUĞRA
Tarih: 17 Mayıs 2009 _IO_SUNDAY (www.alperence.org sitesinde yayınlanmıştır)
Tarih: 17 Mayıs 2009 _IO_SUNDAY (www.alperence.org sitesinde yayınlanmıştır)
BBP
Kurultay sürecine girdi. Sayın Yalçın TOPÇU ve Sayın Tuna KOÇ Beyler BBP
Genel Başkanlığı için adaylıklarını açıkladılar. Hayırlı olmasını temenni
ediyoruz. Adaylık süresinin dolup dolmadığını ya da başka adaylar da çıkar mı
bilemiyoruz.
Bir önceki
yazıdan sonra yazımıza yorum yapan bir kardeşimiz isimler için görüş
bildirmemizi ve bu arada da Sayın Namık Kemal ZEYBEK hakkındaki görüşlerimizi
açıklayıp açıklayamayacağımızı sormuş.
Bugüne
kadar bu köşeden isimler hakkında yorum yapmadık. Bugünden sonrada yapmayı
düşünmüyoruz. Hepimizin artı ve eksileri var. Aday olan kişilerinde artı ve
eksileri var. Hiçbirimiz gökten zembille inmedik. Bu böyle biline. Bu
konudaki düşüncelerimizi soran kardeşimize de mail adresini Türkçe bir
adresle değiştirmesini tavsiye edelim. Ve sadede gelelim.
Rahmetli
Muhsin YAZICIOĞLU’nun vefatından önce harekette bazı şeylerin yanlış
gittiğini belirten yazılar yazmış ve Muhsin YAZICIOĞLU’na bir şey olursa
yerini alabilecek ve üzerinde mutabık kalınabilecek bir tek kişinin
bulunmadığını belirtmiş ve 15 yıllık bir hareketin şimdiye kadar 15 tane
Muhsin YAZICIOĞLU yetiştirmesi gerekirdi demiştik. Bugün üzerinde mutabakat
sağlanan bir isim yok maalesef. Keşke yanılmış olsaydık.
Adaylık
başvuru sürecinden önce teşkilatta Sayın Hasan ÇAĞLAYAN’ın Genel Başkan
olması konusunda bazı itirazlar olsa da genel bir eğilim vardı. Fakat Sayın
ÇAĞLAYAN kendisi ile görüşen kişilere böyle bir vebalin altına girmek
istemediğini ve aday olmayacağını söylemiş. Tabii ki karar kendisinindir ve
saygı duyuyoruz. Kardeşleri olarak; Sayın ÇAĞLAYAN’a yeri geldiğinde görev
almamakta vebal değil midir? Peygamberin (S.A.V) vefatından sonra Hz.
Ebubekir (R.A.) da sizin gibi düşünse idi Müslümanların hali ne olurdu? Diye
sormak isterdik.
Teşkilatın
AĞABEYLERİNİN seçilecek kişilere yardımcı olacağına kuşkumuz yok Ancak
ellerinin her daim seçilecek BBP Genel Başkanının üstünde
olacağını ya da başkanı kontrol edebileceklerini düşünüyorlarsa
şimdiden hata yapmakta olduklarını belirtelim. Hiçbir Genel Başkan vesayeti
kabul etmez. Vesayeti kabul eden kişide bu partiye Genel Başkanlık olmaz,
seçilse de Genel Başkanlık yapamaz. Böyle düşünceye sahip olanlar varsa çıkıp
aday olsunlar.
Maalesef
daha önceki yazılarımızda yaptığımız uyarıların dikkate alınmadığını
görüyoruz. Bugün teşkilatlarda yaşanan karmaşanın sebebi bu. Ne yazık ki
herkes kendi yaptığının doğru olduğu şeklinde bir saplantıya sahip. Bu kadar
saplantılı insanın bir arada bulunduğu bir yapının ortaya doğru şeyler
çıkarması zor görünüyor. Atalarımız “Eşek yıkıldıktan sonra yol gösteren çok
olur” demiş. Biz eşek yıkılmadan yol göstermeye çalışmıştık. Demek ki
anlaşılamadık.
Teşkilatlarda
alınan görevlerle ilgili olarak hep “bu bir bayrak yarışıdır” denir. Ancak
nedense hiç kimse kendi isteğiyle bayrağı bir sonraki devretmek istemez.
Mevcut Genel Merkez Yönetimi de bu bir bayrak yarışıdır derken Takım
Antrenörünün vefatından sonra kendini bayrağın asli sahibi olarak görmeye
başladı. Bayrak elinde olduğu için başkaları ile paylaşmamanın yollarını
aramaya başladı. Yazık.
Genel
Merkez Yönetiminin tek aday ve tek liste kurultaya gidelim şeklinde tavrı
belki doğru bir tavırdı. Ancak bu tek adayın mevcut genel merkez yönetiminden
olması gerektiği ve listenin kendi denetimlerinde oluşturulması gerektiği
gibi bir dayatmaya yönelmesi yanlıştı. Bu dayatmaya karşı başka
adayın/adayların ortaya çıkması hareket için olumlu bir durum.
Gelinen
noktada bu kurultay bir geçiş kurultayı olmaktan çıkmış durumda.
Oluşturulacak yönetimin olağan Kurultaya kadar Partiyi yönetip asıl seçimin
olağan kurultayda yapılacağını düşünenler yanılmaktadırlar. Bu kurultay’da
seçilecek yönetim bir geçiş yönetimi olmayacaktır. Seçilecek yönetim olağan
kurultaya kadar geçecek sürede koltuğunu sağlamlaştırmanın yolunu arayacak,
il ve ilçe kurultayları ile delege listelerini değiştirecektir. Bundan
kimsenin kuşkusu olmasın. Belki de birkaç yıl sonra Devlet BAHÇELİ-MHP Tabanı
arasında yaşanmakta olan kopukluğu BBP tabanı da yaşayacaktır.
Adayların
ortaya çıkması ile birlikte tabanda bir hareketlilik başladı. Asılsız
yorumlar , ithamlar , dedikodular ortalıkta dolaşmaya başladı. Falanca kişi
filanca adayı destekliyormuş tarzı spekülasyonlarda cabası. Bu arada bizzat
adaylarında birbirine karşı belaltı çalışması yaptıklarına dair duyumlar
gelmeye başladı. Perde gerisinde bu şekilde davrandıktan sonra Kamuoyu önünde
dostluk , kardeşlik mesajları vermek bir anlam ifade etmiyor. En azından
bizim için. Ayıp ve dahi günahtır.
Bir
kardeşimize kurultay sürecinde kimi desteklediğini sorduk. Bir isim söyledi.
Neden O kişi şeklinde bir sual daha ettik. Verdiği cevaplar daha çok duygusal
içerikliydi ve bizi tatmin etmekten uzaktı. “Neden” sorusunu sormamızdan
dolayı da hem şaşırmıştı hem de bu durumu gönlümüzden diğer adayın geçtiğine
yormuştu. Şaşkınlığını gidermek ve hatalı yorumlar yapmasını engellemek için.
diğer ismi telaffuz etmiş olsaydı yine aynı “Neden O” sorusunu soracağımızı
kendisine söyledik.
Bir başka
kardeşimizde aynı sorumuza kısa ve düşündürücü bir cevap verdi ve “Ehven-i
Şer” olduğu için destekleyeceğim dedi.
Aynı
soruyu delegelere de sormak isteriz. Neden, ismi sizde saklı adayı,
destekliyorsunuz yada destekleyeceksiniz? Bize cevap vermeseniz bile ,seçime
kadar yaşanacak süreçte ve oyunuzun rengini belli etmeden- çevrenizdeki diğer
kişileri etkilemeden, kendinize bu sorunun tatmin edici bir cevabını
vermelisiniz.
Kimi
destekliyorsunuz diye soracak olursanız. Rahmetli YAZICIOĞLU’nun yerine
birini koyuyormuş psikolojisine kapıldığım ve beynimin bir köşesinde
kıyaslamaya kalktığım için haksızlık yapıyor olabilirim ama mevcut
adayların kafamdaki şablona uymadığını ve delege olmadığım için oy
kullanamayacağımı da belirtmeliyim. Sizin anlayacağınız bizimkisi bir anlamda
hariçten gazel okumak.
Hepimiz
için hayırlısı olması temennisi ile…
|