Beşinci Yıl
Beş koca yıl geçti olayın üzerinden;
Önce helikoptere bindirdiler
Sonra düşürdüler
Düşen helikopteri aramadılar
Başkasının aramasına da izin vermediler.
Olaya kaza dediler
Kazadan kaza çıkarmayın dediler
Suikast yerine kaza kavramını kullanmayı tercih ettiler.
“Biz kaza diyorsak kazadır. Fitne çıkarmayın deli alperenleri salarız
üstünüze” dediler.
Herkesi de bu tercihleri gibi düşünmeye ve söylemde bulunmaya
zorladılar
Yaptıkları psikolojik baskıya rağmen kendileri gibi düşünmeyenleri “fitne çıkarmakla” ve “provakatör” olmakla
suçladılar
Farklı düşünenlere hakaret ettiler
Hakaretler yetmeyince Küfre geçtiler
Ana-avrat küfrettiler
Bir sonuç alamayınca parti tabanına da küfür ettirdiler
Analar, bacılar , kadınlar , çocuklar ..
Hepsi ve hepimiz edilen küfürden
nasibimizi aldık.
Olay esnasında Genel Merkezden
kimse yoktu helikopterde.
Niçin kimse yoktu? sorusuna mantıklı ya da mantıksız bir cevap
veremediler
Doğalgaz faturaları ödenemezken niçin Helikopter tuttuklarını
açıklayamadılar.
Niçin dağlardan inin aşağıya dediklerini ,
Hiçbir çalışma yapılmamasına rağmen yukarıdan aşağıya devlet zevatına niçin teşekkür etmek için kuyruğa
girdiklerini izah etmediler.
Teşkilat elitlerinin(!) dışında kimseyle bilgi paylaşma , görüş ve
yardım alma gereği duymadılar.
Bilgi kirliliği olurdu.
Sorumlular delilleri karartabilir
Hatta Kaçabilirlerdi.
Madem delillerin karartılması mümkün niçin keş dağında vuslat kurultayı
adı altında olay mahallini insanlara çiğnetiyorsunuz sorumuza yine bir açıklama
getirmediler.
Operasyon gizliydi.
Arama(ma) gizli yapıldı.
Soruşturma gizli yapılıyor.
Kendileri her şeyi gizli yapıyorlar(!)
Gizlilik gerekçe gösterilerek ve insanları baskı altında tutarak uzak durmaları
sağlanıyor ve bilgi almaları engelleniyor.
Genel Merkezin avukatları dışında kimse cesaret edip bilgi almaya yanaşamıyor.
Ailenin de basına yansıyanların
dışında bir şeyler bildiğinden emin değiliz artık.
17 Aralık’tan bu yana gündemin bir parçası Muhsin YAZICIOĞLU’na yapılan
suikast.
Özellikle son bir aydır
rahmetlinin manevi şahsiyeti üzerinden polemik yapılmasına rağmen yine ses seda
yok.
Bu arkadaşlar bu ülkede yaşamıyorlar mı?
Rahmetli üzerinden kendi hesaplarını görmeye kalkan şerefsizlere laf
söylemek yerine her tarafı boklu değneğin bir tarafında tutunmaya çalışıyorlar.
Kimsenin bir şeyden haberi yok.
Olay Genel Merkez –Avukatlar- Özel Yetkili Mahkeme üçgeninde çözülmeye çalışılırken kanun değişikliği ile
Özel Yetkili Mahkemeler kapatılıyor.
Avukat cılız sesle bağırılıyor: Olayın üstü örtülüyor….
Sanki olayın üstü açıktı da şimdi örtülüyormuş.
Genel Merkezden yine ses seda yok
Onlar başka bir dünya da hatta başka bir alemde…
Adamlar kendi işinde
Genel Başkan yardımcısı son saniyede encümen listesine ismini ekleyerek
Keçiören’e encümen üyesi olma çabasında…
…
Yamuk başbakan ile paralel hoca arasındaki çatışma tüm hızıyla devam
ediyor. Yapılan suçlamalar gösteriyor ki; Bu iki grubunda Muhsin Başkanın
şehadeti hakkında bilgileri ve sorumlulukları var. Nereden bakarsanız bakın. Ya
bu şehadet sürecinde aktif görev aldılar ya da suikastı bilmelerine rağmen
sessiz kaldılar. Bizim açımızdan bir fark yok. Bunların hakkındaki düşüncelerimiz
genel merkez içinde aynen geçerlidir.
Bize düşen iyi bir araştırma ile tüm sorumluları bulma , iyi etüd etme ve iyi bir planlama ile hareket
etmektir. Etrafı kırıp dökecek hareketlerden ziyade sessizce iş bitirecek ve
sorumlulardan hesap sorulmasını sağlayacak hareketlerde bulunmaktır.
…
Genel Merkezin önceliği seçimler
AKP ile Cemaat arasındaki İt
dalaşından pay kapma derdindeler.
Bilmiyorlar ki İt dalaşından kapılacak pay kemikten başka bir şey
olmayacaktır.
“Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden,
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden,
İtler bile gülecek kimsesizliğimize…”
Atsız
(Yolların Sonu)
İtler gülmekte halimize
Hatta gülmekle kalmayıp t.şak bile geçmekte video paylaşma teranesiyle…
…
4 yıl önce bu olayın “ancak
suikastte aktif görev alanlardan
birilerinin nedamet getirip konuşması ile çözüleceğini” yazmıştık. İnşallah önümüzdeki yıl böyle bir
yazı yazmak durumunda kalmayız.
Allah başta Muhsin Başkan olmak üzere suikaste kurban gidenlerle tüm
ülkü şehitlerine rahmet etsin. Mekanlarını cennet eylesin…
(NoT. Bu yazı 30 Mart Seçim sonuçları açıklanmadan önce kaleme alınmıştır)
Mehmet BUĞRA