MEHMET BUĞRA
Tarih: 5 Eylül 2007 _IO_WEDNESDAY( www.alperence.org isimli sitede yayınlanmıştır)
Tarih: 5 Eylül 2007 _IO_WEDNESDAY( www.alperence.org isimli sitede yayınlanmıştır)
Teşkilata bağlı fakat teşkilat çizgisinde hareket
etmeyen (ya da yada farklı düşünen) insanlarla aslında bir an bile olsa
teşkilat çizgisi dışında hareket eden insanların ya da teşkilat çizgisinde
hareket etmekle birlikte teşkilat içi mücadele sebebiyle bazı insanların suçsuz
yere (ki çoğu zaman böyledir) ve çok kolay biçimde Hainlikle yaftalandığını
bilebilecek kadar uzun süre Ülkücü Hareketin içerisinde kalmışlığımız vardır.
Ve biliriz ki “Ülkücü Hareket” bu anlamda dünyada en çok “Hain” üreten
harekettir.
Bir önceki yazımızda “Bunun Adı İhanet Değil Midir?”
diye sormuştuk. Seçim sürecine değinmiş ve hiçbir şekilde telafisi olmayacak ya
da düzeltilemeyecek ve seçime 36 saat kala Partinin “resmi politika”sının
aksine ve adayların aleyhine sonuç doğuracak açıklama yapan 3 MKYK üyesinin
isimlerini de vererek davranışlarını ve bu açıklamalarının sebep olacağı
sonuçları sizlerle paylaşmaktık.
O yazımızda “Yazıda ismi geçen kişiler şayet bir
açıklama gönderirlerse” yayınlayacağımızı da duyurmuştuk . Bu güne kadar
herhangi bir açıklama ya da düzeltme tarafımıza ulaşmadı. Haberin yayınlandığı
siteyi de takip ettiğimizi ve herhangi bir açıklamanın orada da
yayınlanmadığını belirtmeliyiz.
Yazımızda olayı açıklamış ve sormuştuk. “Bunun Adı
İhanet Değil Midir? diye. Ne yazık ki siz okurlarca bu davranışın adı
konmadı/konamadı ya da konmak istenmedi.
Seçim bitti. Sonuçta hareketin bağımsız olarak seçime soktuğu
adaylardan sadece Muhsin YAZICIOĞLU TBMM’ne girebildi. Sayın YAZICIOĞLU’ nun
BBP’ye katılması ve Genel Başkan seçilmesi amacıyla olağanüstü kongre yapıldı.
Ve parti yetkili organları da yeniden seçildi. Yazımızın yayınlanmasından sonra
, açıklama yapan şahısların bu davranışlarının kongre sürecinde başta Sayın
YAZICIOĞLU olmak üzere parti yetkililerince değerlendirileceğini ve bu
değerlendirmeye göre şahıslara karşı bir tavır geliştirileceğini ummuştuk.
Şunu açıkça belirtmeliyim ki beklentimiz boşa çıkmadı.
Açıklamayı yapan insanlar söz ve davranışları ile doğru şeyler yapmış olacaklar
ki ödüllendirildiler. Bir tanesi yeniden MKYK üyesi seçildi. Bir diğerine ise
Danışma Kurulunda görev verildi. Olan gariban (!) Hayati ÖRENCİK’ e oldu. Onun
ismini listede göremedim. “Ben Osman Tüfekçi Beyin görüşlerine katılıyorum”
şeklinde beyanda bulunduğu haber metninde yeralan Hayati ÖRENCİK’ in terfi
etmesi bir yana yerini korumasına bile yetmedi bu beyanı. (Hayati Başkan sen
yılların siyasetçisisin daha orijinal bir şeyler söyleseydin. Çok yavan kalmış
Osman Başkanın yanında açıklaman. Bak o zirvenin eteğine tutundu bile.)
Seçim sürecinde MKYK üyeleri doğrultusunda açıklamalar
yapan iki il başkanının isimlerini şuan hatırlamadığım için hangi makamlara
yükseldiklerini bilemiyorum. Ancak bu sitede yeralan haber sebebiyle , önce
araya kırılamayacak insanları sokup haberi kaldırtmak isteyen bu olmayınca
tehdit etme (!) yürekliliğini (!) gösteren il başkanının diğerine oranla daha
yüksek bir mevkiye terfi etmiş olması gerektiğini düşünüyorum.
Yine koca bir il teşkilatını başkanlığı döneminde
tarumar eden ve “Otopark İşletmenin Ötesi” ile ufuk sorunu olan bir il başkanı
da ödüllendirilerek MKYK’ ya alındı. (bir sen bir de ben giremedim MKYK ya
Yönetici 4 (yoksa Yönetici 6 mıydı?))
Kongre süreci gösterdi ki bir önceki yazımızda
sorduğumuz sorunun cevabı “Hayır” mış. Bu davranışların karşılığı ihanet olarak
değerlendirilemezmiş. İhanet etmiş olarak değerlendirilmeleri için ne yapmaları
gerekiyormuş açıkçası anlayamadım. Merakımı mazur görsünler. Başta Sayın Genel
Başkan olmak üzere tüm parti yetkililerinden bir ricada bulunacağım.. Şu İHANET
kavramını bir tarif etsinler. Niteliklerini bir anlatsınlar. Hangi hareketler
ya da sözler ihanet kavramı kapsamına giriyor bir söyleseler de bizde öğrensek.
Cahil kalmasak. Adamları da boştan yere suçlamasak.
Bilelim ki ona göre amel edelim. Hep teba olarak
kalmayalım. İhanetin dayanılmaz hafifliğini kullanarak bu tür davranışlarla
bizde terfi edelim , yükselelim. (!)
Geçen yazımızda açıklamayı yapan zihniyetle ilgili
olarak düşün yakamızdan demiştik. Onlar taltif edildiğine göre demek ki
hareketin yakasından düşmesi gereken kişiler de ... olup gitmesi gereken
kişiler de onlar değil bizlermişiz. (Ne dersiniz istifa edelim mi?)
Sayın YAZICIOĞLU ; bu tür davranışları yok farzederek
, yanlış değerlendirerek (yada değerlendirmeyerek) kendi kendinize İhanet
etmekte olduğunuzu düşünmeye başladım. Bu teşkilatta herşey yapanın yanına kar
kalıyor adeta. Ve ben ihanet çizgisini aşmış komitacıların , “ben merkezci”
bencil ağabeylerin egolarını tatmin etmek için “Emeğimi , zamanımı ve paramı”
harcamak istemiyorum artık. Bunları söylemekle belki ben İhanet ediyor olarak
telakki edileceğim ama elimde bu köşe vasıtasıyla size sesimi duyurma şansı
varken susarak sessiz çoğunluğun vebalini almayacağım üzerime.
Benim gibi düşünen insanların sayısının hayli fazla
olduğunu belirtmeliyim. Hiçbir zaman bu hareket mensupları isminiz etrafında
tartışma yaşamamıştı. Bugün kısık sesle de olsa tartışılır konuma geldiniz. Ve
pek çok kimse istifa sınırında bekliyor. Kopmamalarının tek sebebi gidecek yerlerinin
olmaması (MHP ye gidebilirler diye düşünenler; “Attan inip eşeğe binmek” gibi
bir şey olur bu) ve ondan daha önemlisi size ve hareketteki geçmişlerine karşı
duydukları vefa duygusudur.
Bilgilerinize...
Yeniçağ isimli müsvedde de “Yolda Dağılan Büyük
Birlik” isimli bir yazı dizisi yayımlandı.
Yazı dizisi ile ilgili olarak Alperen Ocakları
İstanbul İl Başkanlığından bazı arkadaşların Yeniçağ Gazetesini ziyaret etmesi
ve açıklama yayınlatması sorgulanması gereken bir husustur.. Onların
ziyaretinden sonra “baskın” haberinin çıkacağını da sokaktaki çocuk bile bilir.
Ziyarete giden arkadaşları bir tek açıdan suçluyorum (sonunda yazacağım) . Ama
asıl suçlu başta Genel Merkez olmak üzere Parti teşkilatlarıdır. Haketmediğimiz
ve yıllarca üzerimizden silemeyeceğimiz bir karaya bulandık. Şayet bu
arkadaşları haberde yeraldığı gibi Genel Başkan yollamışsa ya da Parti
yetkililerinin bilgisi dahilinde gidilmişse büyük bir hata yapılmıştır. Yok
eğer bu arkadaşlar parti yetkililerinin bilgileri dışında kendileri gitmişse
hem bu arkadaşlar hem de üzerlerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyip gerekli
tepkiyi koymadıkları için bu arkadaşları kendi başlarına hareket etmek zorunda
bırakan Parti Yöneticileri cezalandırılmalıdırlar.(!) Parti aleyhine yapılacak
yayınlarda Hukuki yollara başvurmak ve Tekzip müessesesini hayata geçirmek
gerektiği açıktır. Bir anlamda “Avukatlar Teşkilatı” na dönen bir yapının
hukuki yollara başvurmaması da çok garip.
Ziyarete giden Ocak Yöneticisi arkadaşlar ; oraya
gitmekle , yaptığınız işin “baskın olarak değerlendirileceğini” ve afişe
edileceğinizi bilmeniz ve ona göre hareket etmeniz gerekirdi. Madem böyle bir
duruma düştünüz ve tüm yapıyı töhmet altında bıraktınız bari işinizi adam gibi
yapıp gerçekten ortalığı dağıtsaydınız. En azından Şanınız/şanımız yürürdü.