MEHMET BUĞRA
Tarih: 2 Şubat 2011 _IO_WEDNESDAY (www.alperence.org sitesinde yayınlanmıştır)
Tarih: 2 Şubat 2011 _IO_WEDNESDAY (www.alperence.org sitesinde yayınlanmıştır)
Son
yazımızın üzerinden bir hayli zaman geçti. Bu zaman zarfında gerek Ülkemizde
gerekse dünyada pek çok değişiklik oldu. Değişmeyen şeylerde vardı.
Teşkilatlardaki kayıkçı kavgasında bir değişiklik yok mesela. Rahmetli Muhsin
YAZICIOĞLU’nun vefatına ilişkin Parti ve Ocak yönetiminin yaklaşımında da bir
değişiklik olmadı. Dışardan birileri tarafından bu konuda bir gelişme
sağlanamazsa Parti ve Ocak yönetiminin kaza-suikast ikileminin aydınlatılması
hususunda bir girişimde bulunmayacağını daha önce “Hesaplara Dair” isimli
yazımızda belirtmiştik. Düşüncemizde bir değişiklik olmadığı gibi geçen
zamanın bizleri haklı çıkartıyor olmasından da üzüntü duymaya başladık.
Geçen bu 4 aylık süreçte teşkilat içinde en önemli değişiklik Alperen Ocakları Erzurum İl Teşkilatının Ocak Genel Merkezince kapatılması ve buna tepki olarak BBP Erzurum İl ve İlçe Teşkilatları ile Alperen Ocakları Erzurum İl ve İlçe Teşkilatlarının topluca istifa etmesidir. Yaşanan olaylara ilişkin ayrıntılı haberler gerek sitemizde gerekse camiaya hitap eden diğer sitelerde yeraldı. Olayın taraflarının ve görgü şahitlerinin anlatımları ve mektupları sitemizde yayınlandı. Erzurum İl Ocak Teşkilatının Abdullah GÜRGÜR başkanlığındaki bir ekipçe basıldığı , baskında bazı polislerin de görev aldığı , Ocak İl Başkanlığının dağıtıldığı , içinde Kur’an-ı Kerim’lerin de bulunduğu bazı kitaplarla Muhsin Başkanın posterlerinin yerlere atıldığı iddia edildi. Tüm bu iddialara karşılık olarak gerek Ocak Genel Merkezinden gerekse Abdullah GÜRGÜR’den olayın detaylarına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Buradan sukut ikrardan mı geliyor diye sormadan edemiyoruz. Camia olarak çok zor bir süreçten geçilirken ve herkes itidalli davranmaya özen gösterirken Ocak Erzurum İl Teşkilatı’nın neden görevden alındığı önemlidir. Bunun gerekçelerinin açıklanması çok daha önemlidir. Tüm Parti ve Ocak Teşkilatlarının camiaya 1 tek eleman kazandırabilmek adına koşturduğu bir esnada (basında çıkan haberlere göre) 5 Bin kişinin istifasına sebep olunacak bir tasarrufta bulunmanın sebebi nedir? Erzurum Ocak İl Teşkilatı ne suç işlemiştir ki sonuçları buralara ulaşacak bir tasarrufta bulunulmuştur. Abdullah GÜRGÜR Ocak Erzurum İl Başkanının ve Teşkilatının (varsa) hatasını açıklamak zorundadır. Yine varsa Polislerle arasındaki ilişkinin boyutlarını da izah etmelidir. Erzurum’da yaşanan olayın taraflarının dışında ulaştığımız kaynaklar Erzurum İl Ocağın gayet başarılı çalışmalar yaptığını belirttiler. Yine Ocak Genel Merkezi içerisinden edindiğimiz bilgilerde görevden alınmayı gerektirecek bir eylemde bulunulmadığı, dergi satışlarında istenen rakamlara ulaşılamadığı gibi her ocak teşkilatında rastlanan klasik sıkıntılar olduğu yönündedir. Erzurum’daki olayların yaşandığı dönemde bu sitede yayınlanan bir açık mektup bizlerde akıl tutulmasına sebep oldu. Alperen Ocakları 2. Başkanlığı yapmış Cengizhan UZUNER’e ait bu mektupta yeralan bilgiler ve Abdullah GÜRGÜR hakkındaki iddialar yenilir yutulur cinsten değildi.
Daha
önceki yazılarımızda rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU’nun en büyük şanssızlığının
mekana bağımlı olması olduğunu ve bunun neticesinde çevresini sarmış bir avuç
işbilmez , varlığı kendinden menkul , kibirli ve egosu yüksek kişiye mahkum
olduğunu söylemiştik. Yine yazılarımızda Ankara’nın teşkilat , bilgi-birikim
olarak İstanbul’un gerisinde kaldığını , bir şey üretemediğini, kaynakları
israf etmekten başka bir iş yapmadığını ileri sürmüştük. Ekonomik
gücün olmaması Rahmetli YAZICIOĞLU’nun belini bükmüş ve Ankara’da yaşayan bu
kişilerle çalışmak zorunda bırakmıştır. Cengizhan UZUNER’in açık mektubu bu
düşüncemizi teyit etmektedir.
Ocak Genel Başkanı seçilecektir ama kişiler arasında gruplaşmalar ve mücadeleler vardır. Gökhan ÖZEKİN Ocak Genel Başkanıdır. Yerine bir Genel Başkan seçilecektir tercihi kendi arkadaşları olur. Aralarında akitleşirler önce sen ol daha sonra da ben olayım. Bizler farkında değilmişiz ama bu elemanların hepsi doğuştan Ocak Genel Başkanlığı görevini deruhte edecek bilgi-birikim ve kabiliyete sahipmişler. Öyle ki bir tek gün bile teşkilatlarda görev almalarına , koşturmalarına gerek yokmuş. Gruplar oluşturulur ve gruplar arasında it dalaşı başlar. Sonra samimiyetlerine , gayretlerine, çalışıp çalışmamalarına bakılmadan iftira yoluna da başvurularak ilerde kendilerine rakip olabilecek alternatifler devre dışı bırakılır. Makama oturularak ticaretin peşinde koşmaya başlanır. Şirket sahibi olunur. İhaleler alınır. Sonrada oturdukları makamın kendilerine verdiği şerefi kendilerine bahşederler. Toplum içerisinde itibar görürler. Sonrada o makamda oturarak fedakarlık yaptıklarından dem vururlar. Bu açık mektup olayın Ocak boyutunu dillendirmiştir. Parti boyutundaki olaylar ve kavgalar çok daha keskin ve kırıcıdır. Öyle ki Genel Merkezi kurşunlatacak kadar. Birgün vicdanı sızlayan birileri çıkıp parti boyutunda yaşanan olaylarla ilgili açık mektup yayınlayarak herşeyi ortaya döker mi bilinmez. Erzurum’da yaşanan olaylar sırasında olayların büyümemesi ve aklı selim yoluyla çözülmesi için BBP Genel Başkanı Yalçın TOPÇU’ya müracaat edenler “Ocağın faal olduğu yerde de %1,5 oy alıyoruz kapalı olduğu yerde de” yanıtını almışlardır. Ne acı!
Tüm
partiler STK lar oluşturarak topluma yayılmaya çalışırken BBP toplumun
içerisinde olan ve toplumda tabanı bulunan Alperen Ocaklarını gözden
çıkartmışa benziyor. Yalçın TOPÇU herşeyi oya tahvil etmiş gibi görünüyor.
O’nun için dışarıdaki sıradan birinin oyuyla Alperenin oyu aynı değerde. Hal
böyle olunca niteliksiz yığınları oturduğu makamın varlık sebebi olan Alperen
Ocaklı gençlere tercih ediyor. Ya da camia içerisinde iktidarı paylaştığı yol
arkadaşı Abdullah GÜRGÜR’e destek çıkmak adına 5 Bin oya sırtını dönüyor.
Bu olaylar , bu bilgiler , bu tavırlar gösteriyor ki ; bu kişilerin davaları bizim davamıza benzemiyor. Ve o makamlarda oturuyor olmaları bize ıstırap veriyor.
Bu
insanların bu harekete yön vereceğini , davaya katkı yapacaklarını , başkanın
vefatıyla ilgili girişimlerde bulunup bu konuyu aydınlatacaklarını düşünmek
mi buradan bakınca ahmaklık gibi görünüyor.
|