11 Ağustos 2014 Pazartesi

GÜNDEMDEN SEÇTİKLERİMİZ






MEHMET BUĞRA

Tarih: 18 _NOVERMBER 2009 _IO_WEDNESDAY (www.alperence.org isimli sitede yayınlanmıştır)

 GÜNDEMDEN SEÇTİKLERİMİZ

Geçen yazımızda yeni oluşturulan İstanbul İl Yönetimi içerisinde yeralan birkaç kişi ile ilgili bilgi vermiş ve bu kişilerin içerisinde bulunduğu bir yönetimin il başkanının deyimiyle çıtayı ne kadar yükseğe çıkartabileceğini sorgulamıştık.

Ve yazımızı yeni oluşturulan il yönetimi henüz kamuoyuna ilan edilmeden önceki gece yayına alarak Genel Merkezce atanan İl Başkanının hata yapmasını önlemeyi amaçlamıştık.

Daha önce İl Başkanlığına ve Genel Merkeze şifahi olarak durum iletildiği ve olayları açıklayıcı içerikte fakslar çekildiği ve üstüne de bu siteden yazımız yayınlandığı halde hatalarında ısrar ettiler ve ilgili şahısları il yönetimine aldılar.

Yazımızın üzerinden uzunca bir zaman geçmesine rağmen tabir caizse kulaklarının üzerine yatmayı tercih ettiler. Yazımızın içeriğine ilişkin herhangi bir bilgi vermedikleri gibi savunma da yapmadılar.

Bu duruma Genel Merkezin de tepkisiz kalması garip. Çünkü MKYK üyesi bazı partililer kesinlikle şaibeli isimlere görev verilmeyeceğini bizimde içinde bulunduğumuz ortamlarda açıkça ifade etmişlerdi.

 Şaibeden ne kastettiklerini anlayamadık. Teşkilata ait bir paranın zimmete geçirilmesi iddiasından daha büyük şaibe mi arıyorsunuz? Zimmet suçlaması şaibe değilse şaibe nedir ey Yöneticiler. İstanbul İl Başkanlığının internet sitesinde “İstanbul İl Çıtayı Yüksek Tutuyor” diye başlık atılmış. Soruyoruz ; şaibeli adamları rahmetlinin resimlerinin önünde resmettirerek aklamak mıdır çıtayı yüksek tutmak?

 Ancak ondan çok daha ilginç ve garip olan ve dahası bizleri umutsuzluğa düşüren bu olaya tabanın tepkisiz kalması. Evet asıl acı olan bu. Hem Genel Merkez hem İl Başkanı durumdan haberdar olmasına rağmen yönetime şaibeli adamları giriyor ve koskoca İstanbul Teşkilatından bir Allah’ın kulu ne oluyor diye sormuyor.

Koltuklar bir yerinize yapıştı mı beyler? Makam hırsı bu kadar mı ruhunuza işledi.

Tepki koymak , rahatsızlığınızı belirtmek bu kadar mı zor? Görevden alınırım ya da bir daha görev verilmez diye korkuyor musunuz?

“Hata yaparsam beni düzeltin düzeltmezseniz vebaldesiniz” diyen bir liderden yanında bulunduğunuz 17 senede bu konuda bir şey öğrenmediniz mi?

Sizin evinizden-barkınızdan , eşinizden ,evladınızdan , boğazınızdan kısarak ayakta tutmaya çalıştığınız bir yapının parasına göz diktiği iddia edilen kişilere karşı onlara , yetki veren ve ileride vukua gelecek bu tür bir hadise de suça ortak olacak kişilere hesap sormak , bu konu hakkında bilgi istemek , ne oluyor demek bu kadar mı zor?

Kendi içerisindeki çıfıttan hesap soramayan sizler yarın bu parti iktidara gelse ülkenin yağma ve talan edilmesine nasıl engel olacaksınız söyler misiniz?

Biliyoruz ki bu yazdıklarımızdan sonra kendisi adam olamayıp başkasına adamlık eden bir güruh efendilerinin talimatı ile gene küfür edecek. Hakaret içerikli e-postalar gönderecek. Her zaman yaptıkları gibi biri birilerinin adamı olmakla ya da bir yerlere hizmet etmekle suçlayacaklar.
            
Tüm bunlar İstanbul İl Parti Yönetiminde şaibeli bazı insanlar bulunduğunu ve bizim haksızlık karşısında susmadığımız ve susmayacağımız gerçeğini değiştirmeyecektir.  

            …
            
Rahmetlinin vefatından sonra yeni bir başkan ve yeni bir yönetimle parti yoluna devam ediyor. Seçim aşamasında her iki adayında bizce istenilen vasıflarda olmadığını belirtmiştik. Bugüne kadar ki çalışmalar maalesef bu düşüncemizde haklı olduğumuzu gösterdi.

Siyasetin zor bir zenaat ve ekip işi olduğunu biliyoruz. Yine tecrübe gerektirdiğini de. Kimselere haksızlık etmek gibi bir niyetimiz yok. Bununla beraber Partinin Genel Merkez kadrolarını oluşturan ekip Rahmetli YAZICIOĞLU’nun son kurultayda oluşturduğu ekip neredeyse. Bununla birlikte Mayıs ayından bugüne kadar geçen 6 aylık sürede yapılan icraatlar “Duygusal Tepkilerden” öte bir anlam taşımıyor. Siyasi olarak ortaya konan bir çalışma yok. Yapılmayan çalışmalar Rahmetli YAZICIOĞLU’na duyulan sevgi kullanılarak kapatılıyor. Ve bir anlamda taban aldatılıyor. Tüm faaliyetler rahmetlinin görüntülerinden derlenen sinevizyon gösterilerinden ve fotoğraf arşivinin gösterilmesinden ibaret sanki. Rahmetlinin uğradığı kaza/suikast konusunda bile tabana karşı bir bilgilendirme yapılmıyor. Siyasi gündemle ilgili konularda çoğu kez sessiz kalınıyor. Zaman zaman yapılan açıklamalarda üslup ve içerik olarak maalesef BAHÇELİ’yi hatırlatıyor.

Tüm faaliyetlerde rahmetli YAZICIOĞLU ve kaza/suikastta şehid olan partililerden bahsediliyor. Dedik ya duygusallıkla gün geçiriliyor. Her toplantıda rahmetlilerin isimleri zikrediliyor ama geride bıraktıklarından bihaberiz. Hem düşüncelerinden bihaberiz hem de emanetlerinden. 

Keş Dağlarında Hak’a yürüyen kardeşlerimizden birine karşı şehadetinin ardından ödenemeyen borçlarından dolayı icra takibi yapıldığını ve hacze gelindiğini biliyor musunuz Sevgili Yöneticilerimiz?

Bilmiyorsunuz değil mi?

Emanete sahip çıkmak böyle olmasa gerek?

Geçenlerde  Aydın DOĞAN’ a hukukdışı bazı işlemler yapıldığı gerekçeyle yüklü miktarda vergi cezası kesildi. Bunu takip eden günlerde Parti üyelerinden Namık Kemal ZEYBEK’in Aydın DOĞAN hakkında bir yazısı yayınlandı.  Bu yazısında Saynı ZEYBEK pek çok şey arasında “... Onurunu hertürlü kazanç kaygısının üstünde tutar. ...Onun dürüstlüğünün kefiliyim” sözlerini de zikretmiş.

Oysa Rahmetli YAZICIOĞLU’nun bizzat ağzından dinlemiştim RTÜK Kanunun meclisten geçmemesi için Aydın DOĞAN’ın yaptığı çabayı ve Rahmetli YAZICIOĞLU’na teklif ettiği siyasi rüşveti. Kanun çıktıktan sonra da yıllardır BBP ve Rahmetli YAZICIOĞLU’na uygulanan sansürü ve her fırsatta BBP , Alperen Ocakları ve Rahmetli YAZICIOĞLU’na  atılan çamuru hep birlikte yaşamıştık. Danıştay Saldırısı ; Rahip Santoro , Malatya Kitabevi ve Dink cinayetleri.

Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU’nun vefatının ardından yaşanan kongre sürecinde Namık Kemal ZEYBEK’in partinin başına geçmesi için çalışan , bu amaçla kongre salonunda bile başkan adayları Sayın Yalçın TOPÇU ve Sayın Tuna KOÇ’u destekleyen kişilerle pazarlık yapanlar  ve hala Sayın ZEYBEK’i partinin başına getirmeye çalışanlar; Siz Sayın ZEYBEK’e kefil olmakla bu açıklamalardan sonra Aydın DOĞAN’a da kefil olduğunuzun farkında mısınız?. 

...

İstanbul İl Ocak Teşkilatında görev değişikliği oldu. Yeni bir Yönetim oluşturuldu. Yönetimden ayrılan kardeşlerimize çok zor zamanda ocaklarımıza sahip çıktıkları için kendi adımıza teşekkür ile hakkımız varsa helal ediyoruz. Onlarında bizlere haklarını helal etmelerini umuyoruz. Görevi devralan kardeşlerimize de başarılar diliyoruz. Allah yar ve yardımcıları olsun.

                                                                                                  
Mehmet BUĞRA