11 Ağustos 2014 Pazartesi

EDEP YA HU



MEHMET BUĞRA

Tarih: 3 Mayıs 2009 _IO_SUNDAY (www.alperence.org sitesinde yayınlanmıştır)

Rahmetli Genel Başkan Muhsin YAZICIOĞLU’nun ardından BBP kendisine 24 Mayısta yapacağı kongre ile yeni bir genel başkan seçecek. Daha öncede belirttiğimiz gibi bu kongre ile Nizam-ı Alem Hareketine lider seçilmeyecek. Hareketin siyasi alandaki kurumu olan BBP’ye Genel Başkan seçilecek. Seçilecek kişinin harekete lider olup olmayacağı ilerleyen zaman içerisinde ve seçilecek kişinin kişiliği , bilgi-birikimi ,tavır ve davranışları neticesinde ortaya çıkacak. Ya tüm hareket seçilecek kişinin faaliyetleri sonucunda onu lider olarak kabul edecek ya da ilerleyen süreçte yeni isimler gündeme getirilerek yeni kongreler yapılacak.

Bugün itibarı ile bir çok kişinin ismi BBP Genel Başkanlığı için zikredilmekte. Bazı isimler etrafında kulislerde ve internet ortamında tartışmalar yapılmakta. Bazı isimler bazı kişilerce ortaya atılarak desteklenmeye çalışılmakta. Bazı isimlerse yine ortaya atılmakta ve makul ve mantık sınırlarını aşacak şekilde yıpratılmaya çalışılmakta.

Birilerine destek olunması , o kişinin partinin başında görülmek istenmesini anlayışla karşılamak lazım. Ancak bazı isimleri hoyratça yıpratmanın , edep sınırlarını aşar şekilde aşağılamaya ve değersiz göstermeye çalışmanın mantığını anlayabilmiş değiliz.

Yıprattığınız ve saldırdığınız isimler iyi ya da kötü bizim kardeşlerimiz değil mi? Bu isimlerden biri BBP’ye genel başkan seçilirse bu söylediğiniz sözleri , yazdığınız kelimeleri ne yapacaksınız? Dahası aşağıladığınız , alaya aldığınız , hakir gördüğünüz insanları nasıl genel başkan olarak kabul edeceksiniz ve daha da önemlisi dışarıdaki insanlara nasıl anlatacaksınız , nasıl takdim edeceksiniz hiç düşündünüz mü? Kurşun sıktığınız ayak kendi ayağınız değil mi?

Yine bu internet sitelerinde Ocak Mensubu olduğunu düşündüğümüz bazı kardeşlerimizin Genel Başkan seçimi hususunda kendilerinin
 “oluru” olmadan kimsenin seçilmesine müsaade etmeyeceklerini belirttikleri ve adeta herkesi tehdit ettikleri yorumlarına şahit olduk.

Ve bir diğer konu;

Maalesef son zamanlarda sıkça karşılaşmaya başladık. Hareket içerisinde yaptığı bir hareketten ya da söylediği bir sözden dolayı birisini ikaz etme durumunda kaldığınızda uyarma ihtiyacı duyduğunuz kişilerden acayip tepkiler alıyorsunuz. Özellikle yaşı genç  kardeşlerimiz söyleyeceğiniz sözü
 “Sana ne? Ve Sen Kimsin? Ben falanca yerin bilmem nesiyim deyip” ağzınıza tıkayıveriyor. Düşünüyoruz. O tepkiyi veren kardeşlerimizin bulundukları makam ve mevkilerden bizlerde geçtik. Bizlerinde uyarmayı gerektirecek yanlışları oldu. Ama kimseye sana ne? ya da Sen kimsin ? diye sormadık. Sen ne karışıyorsun? Demedik.

Bazı İslam alimleri şayet İslam’ın bir şartı daha olsaydı o şart
 “Edep” olurdu derken Türk-İslam Ülküsüne gönül vermiş insanların en azından bir kısmının böylesine edep çizgisini aşmaları , tribün ağzıyla kendi insanlarını aşağılamalarını , hakir görmelerini , posta koymalarını, efelenmelerini anlamakta zorluk çektiğimizi ve bu kardeşlerimize karşı şimdilik “Edep Ya HU” demekle yetineceğimizi belirtmeliyiz.

Hareket olarak nitelik konusunda bir erozyonla karşı karşıyayız. Bize ait değerleri kaybediyor ve çözülüyoruz galiba.

Bazı internet sitelerinde BBP’ye Genel Başkan olacak kişilerle ilgili isimler zikredilip tartışmaların yapıldığını söylemiştik. Bazı kişiler bazı isimleri önplana çıkarmak için ilginç sıfatlar kullanmaya başlamışlar. Geçenlerde bir internet sitesinde Nizam-ı Alem Ocaklarının
 “Efsane” Genel Başkanı diye bir niteleme gördük.. Bizim için bu sıfatların kim için kullanıldığının önemi yok. Önemli olan ne için kullanıldığı ve kullanılan kelimenin niteliği. Kullanan kişilerin yaş ve eğitim durumlarını bilemiyoruz ancak“Efsane” kelimesinden ne kastettiklerini anlayamadık Neyi kastetmiş olabileceklerine kafa yorarken bir insanın “Efsane” olması için ne yapmış olması gerektiğini de düşünmeden edemedik.

Açtık Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğüne baktık. Farsça kökenli olan Efsane kelimesi “ 1. Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence. 2.
mec. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye” olarak tanımlanmakta. Başka anlamları da var ama neticede hepsinin ortak sonucu “Hikaye.” Şimdi bir insan övmek istediği birine “ Hayali Hikaye” diye bir hitapta bulunur mu? Bulunursa ne kadar övmüş olur?

Tavuk ta kümes hayvanıdır Kaz da. Her ikisi de yumurtlar. Tavuğun yumurtası nispeten Kaz yumurtasından küçüktür. Hatta yarısı kadardır. Tavuk yumurtladıktan sonra ortalığı ayağa kaldırırken ve yumurtladığını herkese duyururken Kaz sessizdir. Kazın yumurtladığından kimsenin haberi olmaz. İnsanlarda böyledir. Bir kısmı iş yapar görünüp ortada dolaşıp bağırıp ,çağırarak reklamını yaparken bir kısmı işini yapar ve sessizce köşesine çekilir.

Nizam-ı Alem Ocaklarının kuruluş ve gelişme dönemini düşündüm. Eğer bugün dünya Nizam-ı Alem Ocakları ismini biliyorsa bunda en büyük pay kuşkusuz İstanbul İl Teşkilatı’nındır. Özellikle 1993-1997 yılları arasında İstanbul İl Teşkilatınca yapılan çalışmalar ve ortaya konan eylemler Nizam-ı Alem Ocakları ismini herkesin belleğine kazımıştır. Ve yine bu süreçte Genel Merkez daima İstanbul’un gölgesinde kalmıştır.

Bununla birlikte 1993 yılından bugüne kadar Ankara sırf merkezde olmasının bir anlamda kaymağını yemiştir. 70 Milyonun tüm emeklerinin Ankara bürokrasisine feda edilmesi gibi bir durum maalesef içinde bulunduğumuz harekette de mevcuttur. Bugüne kadar Genel Başkanlık için ismi zikredilen ağabeylerimizin/kardeşlerimizin hepsinin teşkilat menşei itibarıyla Ankara menşeili olması ve Ankara menşeililerin sanki bizleri yönetmek için dünyaya gelmiş edasına bürünmüş olmaları bu düşüncemizi güçlendirmektedir.

Umarız ki Ankaralılar topun sahibi bencil mahalle çocuğu edasından vazgeçerler ve diğer insanlarla birlikte oynamaya başlarlar. Unutmayın ki top sizin (elinizde) olabilir ama tek kişiyle oyun oynanmaz.

“Nizam-ı Alem Ocaklarının Efsane Genel Başkanı” sıfatını kullanan kardeşlerimiz 1993-1997 yıları arasında İstanbul İl Ocak Başkanlığı yapmış ve Ocakları tüm dünyaya tanıtmış İl Başkanları ya da Teşkilat Mensupları için mesela bir Hasan Basri ARICI için hangi sıfatı kullanacaklar acaba?

(Sahi Hasan Basri Başkan , zaman bir adım öne çıkıp, göreve talip olma ya da oluşturulacak yönetimde görev alma zamanı değil midir? )

Kahramanmaraş’ta meydana gelen kazanın üzerinden yaklaşık 1 ay gibi bir zaman geçti. Kazanın ayrıntılarını öğrenme konusunda Genel Merkez Yöneticilerinin ne gibi bir çalışma içerisinde oldukları hususunda pek çok insan gibi bizlerde tatmin edici bilgi sahibi değiliz. Hatta bir kısım Yöneticinin yaptığı açıklamalardan “sanki bilinen bir şeyler varda üzeri örtülmeye çalışılıyormuş” gibi bir duyguya kapılmaya başladık.

Genel Merkez Yetkililerinin kazanın ayrıntıları konusunda sahip oldukları bilgileri bizlerle de paylaşmalarını ve kaza ile ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında ayrıntılı açıklama yapmalarını bekliyoruz.

Doğan ÖZTAŞKIN Beyefendi de sitede yazılarını yayınlamaya başladı. Hayırlı olmasını temenni ediyorum. Aramıza hoşgeldiniz.